Yönetim zaafiyeti ve de ihanetlerle kolları, kanatları kırılmış, yok oldu ya da yok olmak üzereydi.
Yok olacak olan, asırlara, cihana kök söktürmüş, kıtalara hükmetmiş, davasına sahiplik etmiş Türk Devleti idi.
Yıl 1881; Selanik’ten bir çınar doğdu. Bu çınar doğduğu an ruhunda da vatan aşkıyla doğdu. Basireti keskin, hesabı sağlam, bileği kuvvetli ve çok zeki idi.
“Türk; bir kişi kalsa dahi ben nasıl vatan kurarım” hesabı damarlarında kanla beraber dolaşıyordu.
Çınar büyümeye başladı. Cephelerde ve masa başında kazanılan zaferlerle dalları uzamış gölgesi vatanın üstünde çığ gibi büyümeye başlamıştı. Artık bir kurtarıcı olduğuna, vatanın yeniden kurulup anlı şanlı bayrağımızın gönderde dalgalanacağı inancı hakim olmuştu.
Çanakkale’de, Dumlupınar’da, İnönü’de ve Anadolu’da alınan zaferlerle düşman hezimete uğratılmış.
29 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyeti kurulmuş.
O çınar; MUSTAFA KEMAL ATATÜRK idi.
Yaptığı devrimlerle, eğitimde, Sanayide, Savunmada, Ekonomide, Tarımda, Teknolojide aldığı kararlarla ülkeyi muasır medeniyetler seviyesine ulaştırdı.
Hem yaratanına hem vatanına hem de yurttaşlarına vazifesini ifa etti.
10 Kasım 1938 sabah saat 09:05’te ebedi hayata gözlerini yumdu.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK;
Vatan aşkıyla çıktığın yolda Rabbim seni muvaffak etti. Çünkü sen doğru insandın, dürüst insandın, aldığın kararlar ile de adil insandın. Bize bu cennet vatanı miras olarak bıraktın. Bizde bizlere, bu cennet vatanımızı, bayrağımızı, sancağımızı canımızla, kanımızla koruyacağımıza namusumuz ve şerefimiz üstüne yemin ederiz.
Şu an ulaştığımız nokta, senin sağlam temellerin sayesindedir.
Sen kabrinde rahat uyu.
Mekânın Cennet Olsun
Ruhun Şah olsun
Aziz Atam.
Aldığımız emaneti kanımızla, canımızla
Taşıyıp muasır medeniyetlere ulaştıracağımıza
And içerek anlı, şanlı bayrağımızı da
Tüm zamanlarda şerefle, gururla
Ülkemizin semalarında dalgalandırıp
Rabbimizin huzuruna onurla çıkacağımıza
Kalbimizle, canımızla, ruhumuzla söz veriyoruz.
RUHUN ŞAD OLSUN
KABRİNDE RAHAT UYU