Merhaba sevgili Urfa Ekspres okurları,
Ben Diyetisyen Bermal Akıl.
Bundan böyle köşe yazılarımla sizlerle birlikte olacağım. İlk yazımda, DEDAŞ kaynaklı elektrik kesintilerinin halk sağlığı üzerindeki etkilerine ve özellikle bu kesintilerin gıda maddelerine yansımalarına değineceğim. Zaman ayırıp okuduğunuz için şimdiden teşekkür ederim.
Yazın gelişiyle birlikte DEDAŞ mesaimiz de resmen başlamış oldu. Gerçi kış aylarında da kesintilerle süren bu sorunlu ilişki, yazın kavurucu sıcaklarıyla birlikte zirveye ulaşıyor. Saatlerce süren elektrik kesintileri ve bunaltıcı sıcaklar, yaşamı hem doğrudan hem de dolaylı yollarla ciddi şekilde etkiliyor. Gelinen noktada, Urfa’da yaşanan elektrik kesintileri, sadece teknik bir sorun değil; açık bir halk sağlığı krizidir.
Özellikle hamileler, çocuklar, yaşlılar, kronik hastalığı olan bireyler ve bakım ihtiyacı duyanlar gibi risk grupları, bu kesintilerden en çok etkilenen kesimi oluşturuyor. Klima, vantilatör, su pompası gibi temel araçların devre dışı kalması; sıcak çarpması, sıvı kaybı, tansiyon problemleri ve uyku bozuklukları gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor.
Kesintiler sırasında soğutma sistemlerinin çalışmaması, insülin gibi sıcaklık kontrolü gerektiren ilaçların bozulmasına, dolayısıyla tedavilerin sekteye uğramasına neden olabiliyor. Aynı şekilde, uzun süreli elektrik kesintileri buzdolaplarının işlevini yitirmesiyle birlikte bozulmuş gıdaların tüketilmesi riskini doğuruyor. Bu da gıda zehirlenmelerine, bağırsak enfeksiyonlarına ve özellikle çocuklar için ciddi hastalıklara sebep olabiliyor.
Elektrik kesintileri yalnızca sağlık değil, ekonomik kayıplar açısından da ciddi bir yük oluşturuyor. Tarımsal üretimde sulama sistemlerinin çalışmaması ürün kayıplarına yol açarken, küçük esnaftan fabrikalara kadar birçok iş yeri, iş yapamaz hâle geliyor. Kesintilere bağlı gerilim dalgalanmaları, evlerdeki ve iş yerlerindeki elektronik cihazların arızalanmasına veya tamamen kullanılmaz duruma gelmesine neden oluyor.
Öte yandan, özellikle eski ve yetersiz altyapıdan kaynaklanan arızalar sonucunda çıkan yangınlar, hem can hem mal kayıplarına neden olabiliyor. Bu yalnızca insanlar için değil, evcil hayvanlar ve çiftlik hayvanları için de tehdit oluşturuyor. Bu yangınlar, aynı zamanda doğal yaşam alanlarına da zarar vererek, ekosistemi olumsuz etkiliyor.
Kesintiler, kadınlar üzerindeki yükü daha da artırıyor. Elektriğe bağlı olan çamaşır makineleri, su ısıtıcıları, temizlik araçları ve mutfak cihazlarının çalışmaması, kadınların üzerindeki bakım ve ev işleri yükünü katlıyor. Hijyen koşullarının bozulması, özellikle bebek ve yaşlı bakımında güçlük yaratıyor. Tüm bu koşullar, kadınların fiziksel ve ruhsal sağlığını da doğrudan etkiliyor.
Ayrıca çocukların internet erişiminin kesilmesi, eğitim süreçlerinin sekteye uğramasına neden oluyor. Bu durum, özellikle yazın destek eğitimi alan öğrenciler için dezavantajı derinleştiriyor.
Urfa’da yaşanan elektrik kesintileri artık olağanlaştırılmamalı. Bu durum ne yalnızca teknik bir arızadır ne de geçici bir sıkıntı. Sağlıktan eğitime, ekonomiden çevreye kadar her alanda yıkıcı sonuçlar doğuran bu kesintiler, açıkça yapısal ve bölgesel bir halk sağlığı sorunudur.
Enerjiye erişim hakkı, temel bir yaşam hakkıdır. Ve bu hak, güvenli, sürekli ve adil biçimde sağlanmadığında yalnızca elektrik değil, yaşamın kendisi kesintiye uğrar.
Bir dahaki yazıda tekrardan sizlerle birlikte olmak umuduyla sağlıklı günlerde temennisiyle
Kalın Sağlıcakla…