Tarih sağlam bir duruş gösteren yanlışa yanlış diyen ses çıkarabilen var olabilen yöneticileri yazdı. Tıpkı Hazreti Ömer gibi. Sadece kendi diyarında değil elinin yettiği, ulaştığı hatta ulaşamadığı her yanlışa bütün zulümlere karşı dimdik bir duruş sergiledi. Ses çıkardı tepki gösterdi öfkesini belirtti, engel oldu. Bizlerde hepimiz kendi çapımızda yaptığımız boykotların ses çıkartmaların ötesinde ülke olarak yöneticilerden gerçekçi ve zulmü durdurucu bir ses, gerçek bir boykot ve yaptırım bekliyoruz. Herkes olanları görüyor ve çözümün ne olduğunu biliyor: sözde değil dik duruşlu bir yaptırım.
Uyurken öldürülen ve dikkat edin kendi yataklarında değil zulümden kaçmak için sığındıkları çadırlarda uyurken ölüme mahkûm edilen haince katledilen çocukların olduğu bir dünyada hiçbirimiz masum değiliz. Hepimiz yaşıyoruz ama içimizde bir korku, yaşadığımız mutluluklar yarım, her şey eksik ve utanç içinde yaşıyoruz. Yaratılan hiçbir mahlukat böyle acımasız bir zulmü hak etmiyor. Bu bir din dik ırk davasından çıkmış insanlığımızı ayaklar altına alan bir hale gelmiştir.
Kendi kardeşleri Hz. Yusuf’u kuyuya atarak hem ona hem babalarına zulmeden, var oldukları her dönemde zulümden çekinmeyen bir topluluk şimdi gözlerimizin önünde masum çocuklara evlatlara zulmediyor. Tarih yeniden yaşanıyor aynı kuyuya Filistin’deki insanları mahkûm ettiler şimdi. Şahit olduklarımız yaşadıklarımız hepimizin kalplerini kuyulara kilitledi, onlar bundan vazgeçmeyecek kötülük onların atalarından miras. Biz ne yapıyoruz kör kuyulara atılan aç bırakılan diri diri yakılan insanlara karşı biz nerede duruyoruz neden hala etkili bir ses olamadık, üstat Nuri Pakdil’in söylediği “ihtiyacımız olan esaslı ve soylu bir öfke nerede” sahi?
Bu yaşanılanları görmeye duymaya şahit olmaya dayanamamakla beraber tüm varlığımızla kınıyoruz. Artık son demek için her kademeden yönetici ses çıkarmak zorunda. Gerçek bir duruş bekliyoruz her birimiz!
Hepinizin sesi oldunuz aslı hanım duyulsun sesimiz!!!
Inşaallah hocam