Hepimizin hayat yolunda ilerlerken dikkatimizi çeken hafızamızda kendisine yer bulan konu ve konular olmuştur. Bu yazımda benimde hayat yolunda ilerlerken dikkatimi çeken hafızamda kendine yer bulan konu ve konulardan bahsetmek istedim.
İnsanların yüzleri soluk, yüzlerdeki bakımsızlık, keyifsizlik, dikkatsizlik herkes kendi kabuğuna çekilmiş, konuşmak istemeyenler, kıyafetlerdeki dengesizlik, yediği içtiği gıdadan bile tat alamıyorum diyenler, parkta ve kafelerde tek başına oturanlar, can kardeş yada can dost denilen insanların ihanet hikayeleri ve daha çok şeyler….
Eskiden dört gözle beklediğimiz TV dizilerimiz, eğlence ve yarışma programları olurdu. Bu programlar bile bizi hayata bağlardı. Şimdi bu programlarda yok. Birkaç kanalda çok eski yabancı filmler ya da zengin oğlan fakir kız, ya da zengin kız fakir oğlan ya da camdaki kız dizisindeki gibi kadın evli, kocası başka kadına aşık, kocasının kardeşi ve şoförü kadına aşık. Tüm örf ve adetlerimizi yerle yeksan eden dizi ve diziler. Ayrıca suç oranlarında aşırı ama çok aşırı artışlar
Ne oldu bize, nasıl bu hale geldik? Biz mi yaptık, yoksa büyüklerimizden miras mı kaldı? Bence kimseyi suçlamayalım; çünkü herkes kendi suçunun cezasını çeker. Biz yaptık, bizler yaptık.
Peki ne yaptık, ya da neler yaptık ki;
Biz Aşka yüz çevirdik, ihanet ettik. Bizi bizden çok seven tüm nimetleri bize ikram eden doğaya ihanet ettik. Doğanın fıtratı ile oynadık. Oysa doğa bize hizmet etsin diye görev AŞKI ile yaratıldı. Biz ne yaptık? Derelerin yönünü değiştirdik doğa kabul etmedi. Tekrar kendi derelerini açtı. Biz de felakete kucak açmış olduk.
Yeşile ihanet ettik, ormanlarımızın kıymetini bilemedik, yeşili çoğaltmak yerine yeşili koruyamadık.
Biz denize ihanet ettik, kirlettik. Silah denemeleri ile türleri yok edip dengeyi bozduk.
Biz havaya ihanet ettik. Yaşam için oksijen üreten yeşili koruyamayınca atmosferde değişik gazların oluşumuna sebep olduk. Bu da virüsleri hastalıkları çoğalttı. Hasta ve ölüm sayılarında artışlar oldu.
Biz yardımlaşmayı bıraktık. ‘’Kazancım benimdir’’ deyip öksüzden fakir fukaradan sahipsizden ‘’bana ne dedik’’. Mülkün sahibini öfkelendirip felaketlere kucak açtık.
Huzur, güven ve sağlıklı yaşam için yöneticilerimizin koyduğu kuralları çiğnedik. Suç oranlarını artırdık. Herkes kendince kural çıkardı. Bu da örgütlenmeyi acımasızlığı vefasızlığı korkuyu ihaneti ve daha çok şeylere sebep oldu.
Peki çare ne ya da nedir?
Tek çare, tek kelime ile AŞK AŞK AŞK!..
Gelin bir olalım, birlik olalım, diri olalım, bize aşık olana aşık olalım.
Korkmadan gönlümüzde ki deli tayları bırakalım, bizleri uçsuz bucaksız deryalara götürsün.
Deryalarda aşk fidanları ekelim. Fidanlarımız çınar olsun gölgesi tüm cihanı aşk ile kuşatsın.
Hepinizi aşka davet ediyorum; Aşık’a aşık olmak umuduyla, Aşkla yaşayın
*************************************************************************
Aşktan korkmayın aşık yanınızda
Yalnızlıktan da korkmayın aşık yine yanınızda
Çaresizlikten de korkmayın aşık yine yanınızda
Aşık’a aşık olalım ebedelebed