Bugün itibari ile ( köşe yazı ) ülkemde 14 Mayıs 2023 genel seçimlerine beş gün kalmış durumda….
Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik bunalımlar, aday liste karmaşaları, halkın iradesinin parti aday listelerine yansımaması, kendini listelerde seçilebilir yerlere koymak için atılan taklalar, dönen ekonomik patlamalar havada uçuşan aslı astarı olmayan ( yansıtılan olmadığı için ) bizlere yani halka karanlık argüman ve söylenenler ve siyasi partileri yürüttükleri seçim kampanyalarında istenilen havanın yakalanmaması ve ayrıca felaket tellağı, darbe fısıltıları, taşlamalar, tehditler say saya bildiğin kadar… Sözüm ona demokratik bir halk iradesinin sandıklara yansıtılması için yapılan trilyonluk masraflar ve sonucun yani halen halkta bir karamsarlık bir tutarsızlık ve kararsızlık...
Şunu asla unutmayalım ki, ülkemiz son 21 yıllık sürecinde partili cumhurbaşkanlığı sistemi ile yönetiliyor ve burada sistemin özü ile uzaktan yakından ilgisi olmayan keyfi ve kararnameler, kayırmalar, 5'li çeteler ve mafya devlet işbirliği (son zamanlarda sosyal medya hesaplarında yapılan itiraflar ve bunlara karşı suskunluk.)
Ülkemin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine, sağcısından solcusuna dincisinden ateistine hiç ama hiç bir ferdi ve üstüne çalışan emekli, çiftçi, esnaf ve özellikle gençlik, ekonomik bunalımları yaşarken belli kesimlerdeki milyar dolarlık vurgunlar saltanatlar ve devletin aslı görevi olan hizmetin lütfen yapılması ve bunun karşılığında devlet hazinesinin garanti gösterilmesi ve tüm bunların bilinmesine rağmen halkın gençliğin insanları özgürlüklerinin kısıtlanması, kodeslere tıkılama çekincesi ve hele işsizlik başlı başına sus pus olma nedenidir.
Güya demokrasiyiz, güya insan hak ve özgürlükleri diyoruz, güya fikir beyanı diyoruz. Ama basit bir sözden binlerce insanların ve yüzlerce 18 den küçük sabi ve çocuklar hakkında davaların açılması üstüne adliyenin yani güya bağımsız olan yargının kararlarının imalarla yönlendirilmesi gırla.
İşte seçime 5 kala ülkem gerçekliği azını dile getirdim çoğu aysbergin görünmeyen yüzünde, bu bakımdan halk iradesine saygılı olunması, halka baskı yapılmaması, sandık güvenliği oy pusulası ve sayıların sahtekarlığına tevessül edilmemesi hem insanı hem iradi hem vicdanı hem de savundu ( nu ) muz değerler gereğidir.
A'dan Z'ye tüm siyasi partiler, adaylar hepsi ama hepsi merak etmesin halk gerçeği ve kendi kararını çok iyi biliyor. Yeter ki sahtekarlık usulsüzlük ve toplumsal infiale sebebiyet verilmesin, korku imparatorluğu ya da din tüccarlığı veya ırka dayalı bir absürt strateji uygulanarak pişmanlık yapılmasın.
Sonuç ne olursa olsun, kim yada kimler gelirse gelsin halkın iradesi karşısında saygı duyulsun ve demokratik laik hukukun bağımsız ve üstünlüğü kuralı kabul görsün.
Biz hepimiz birlikte Türkiye’yiz!... Aşk ile….