Yanlış da olsa Türkiye toplumunun zihinlerinde oluşturulan ve yıllardır bunun gölgesi ile hak eden etmeyen her kesimin rüyalarını süsleyen varlık, gerçekten devlet deniz mıdır...! Bu deniz ise kaynağı nereden gelmektedir,
Kısır bir döngü olduğu kesin! Ancak hiç kimsenin aklına getirmek istemediği, getirse bile kendini bu pastadan pay alma noktasından uzak tutamadığı iştah kabartan ütopik varlığa doğru talan soygun ve sonucunun yine dönüp dolaşıp kendimize(kendi-sine) dokunacağını düşünmeden saldırması..
Hemen her dönemde ( özellikle seçim arefelerinde) bir furyadır gider, elektrik, şu doğalgaz, petrol vb fiyat indirimleri, vergi muafiyetler, piyasa zamlarının baskılanması, çalışan ve emekli kesime sus payından hallice artırımları, her türden af'lar, (imar barışı, kaçak yapılar, vergiler, mahkumiyetler vb) askerlik, borçlanma ve ekstradan banka kredilerinde faiz indirimleri nedeni ile patlayan kredi borçlandırılmaları ve bol ama aşırı bol keseden dağıtılan fakat kaynağı olmayan nakit paralar ve işçi ve kamuya personel alımları ( sözleşmeli..!)
Bu kadar hoyratça dağıtım bu kadar israf ve bol kepçe dağıtımların kaynağı DEVLET MALI...
Peki, bu mal kimin kaynağı ne, karşılığı nedir, seçim sonrasında geri dönüşüm süreci nasıl olacaktır, halka ve ülkeye verdiği zarar ve önemlisi de tüm bu soruların cevabının daha doğrusu etkileşiminin biz halk ve ülke ekonomisi olacağı düşünülüyor olmaması.
Karşılığı olmayan paranın enflasyona, bastırılan fiyat artışlarının süreç sonunda buhrana, vergi, imar ve mahkûmiyet aflarının daha çok hırsızlığa, katliama ve doğal afetlerde can kaybına neden olacağı sonuçta yine ülke insanının yani bizlerin zarar göreceği ve dolayısı ile 2-3 aylık bir aldatmacanın sonucunda koca bir hüsran, intihar, yığınla borç ve yüksek enflasyon faiz işsizlik gibi toplumsal yaşamı ve iç huzuru direk etkileyen nedenlerin varlığıdır.
O zaman halen DEVLET MALI DENİZ, YEMEYEN.... " demeye devam edelim-mi..?
Unutmayalım ki, Devlet insanların varlığı ve huzuru ile vardır, yoksa kaos... Aşk ile...