Z kuşağı nedir, kimdir, nasıl bir kuşaktır, beklentileri, yaşamları ve yarınlarından umutları var mı ve ülkenin Z kuşağına bakış açısı nasıl..? Gibi daha bir yığın soruyu sormak ve bunların cevapları üzerinden Z kuşağını yargılamak veya meth etmek için kendi aynamıza da bakarak değerlendirelim...
Ülke olarak 1920 den bu yana Kurtuluş savaşı sonrası oluşturulan ve dünya kapitalist sermayeleri ve şövenist anlayışları ile din tüccarlarının ülkeye verdiği görselde güzel ama gerçekte acı reçetenin bedelini ülke halkının sırtındaki kamburu ikiye katlamak ve gittikçe uçuruma doğru el birliği yapmış gibi yuvarlamaktan başka bir hizmet yapılmış mıdır?.
Z kuşağı dediğimiz, gençliğimiz 2000 ve sonrası doğumlu olanlar ve daha belki de resmi anlamda hiç bir sorumluluk almamış, eğitim düzeyi bilgisayar ve elektronik hafıza dışında olmayan ancak çok beklenti içinde olduğumuz nesil.
Peki, bizler bunlara neler verdik. Dayatmanın, sefaletin, ezberciliğin ve bilgisayar oyunları ile fenomenlik dışında, vermediğimiz bilgiyi tecrübeyi sorumluluğu bunlardan nasıl hangi yüzle bekleyeceğiz..!
1920 den sonra 46-68-72-80-93- ve nihayet 2000 sonrası yaşanan acı tabloları göz önüne aldığımızda, 60 lardan bu yana ülkemizin ve dolayısı ile halklarımızın yaşadığı ve yaşatıldığı ahval irdelendiğinde, Z kuşağının ekostik yapısı sebep-sonuç ilişkisi ile görmek ve Z kuşağına bakış açısı ve yargılamaları Z kuşağının nasıl bir kültür gördüğü neler beklediği ve neler yaptığı ortaya çıkacaktır.
Toplumsal sınıflar kendi gerçekliğini ve ülke yöneticilerinin gerçekliğini şeffaf ve açık yüreklilikle sorgulayıp yaptıkları hizmet ve zulümleri ayrı ayrı terazi gözlerine koyup tarttıklarında işte o zaman Z kuşağının kim olduğu, ne yapmak istedikleri, yarınlardan beklentileri ve yaşamları gayet rahat bir şekilde sübut bulacaktır.
Başkalarında suç aramak yerine kendi dününden bugününe ektiği ve elde edeceği hasadın kalitesi bu hasadın sağlıklı olup olamayacağı kararını vermesi ( tabi verecek verebilecek yüz varsa ..! )
Gerekmiyor mu, peki bunu ne derece başara bildik..( mi )..?
Z kuşağını suiistimal-mı yoksa ret mi etmemiz gerektiğini yada onlara gereken ihtimamı, eğitimi, sorumluluğu ve güveni vermediğimiz için Z kuşağını nereye koyduğumuz, koymamız gerektiğini aynamıza bakarak kendimizden yöneticilerden, eğitimden, ekonomiden, inanç anlayış ve uygulama şekillerimizi irdeledikten sonra itham da bulsak mı, ne dersiniz..?
Z kuşağı, çağını yaşayan diğer dünya ülkeleri gençlerinden geri olan veya ‘IQ' seviyesi düşük bir nesil asla değil, teknoloji bağımlısı ( onunda sorumluluğu biz ebeveynlere aittir ) ezber ve sorumluluktan kaçan bir yapıda olmaları, onlara verilen eğitim düzeyinin sıfır olması, eğitim müfredatının saçma sapan mitolojilerle doldurulmuş olması, sınıf bilinci ve sorumluluğunun verilmemesi, ders kitaplarının tarafgirliğini sorgulamadan akıl yürütme den uzak ezbere dayalı olması ve tüm bu yetersizliklere rağmen sınıf geçme ve devamsızlık konularının göz ardı edilip herkesi ( emek veren ile boş gezenin boş kalfası olanın ) aynı kefede değerlendirilmesi ve öğrencinin " aman ya çalışsam veya okula gitsem veya gitmesem ne fark eder nasıl olsa geçiyorum " düşüncesi ile rehavete bırakılması, diplomasız yeteneksiz sahte diplomalı ve hak etmeyen kişi veya kişilerin iş bulması yerleştirilmesi hepsi Z kuşağı dediğimiz gençliğimiz yani yarınlarımızın vasat olmasına ve umursamaz bir tavır sergilemesine neden olmakta değil midir?...
Kaldı ki zaten yönetenlerimizde böyle absürt, sormayan sorgulamayan, aman sende zihniyeti ile tiktok, sosyal medya vb fenomenliğine yönlendirme ile Z kuşağı dediğimiz ve suçladığımız belki de güvenmediğimiz ama yarınlarımızın bekçileri temsilcileri olacak bu nesil acaba bizden memnunlar mı..?
Oy kullanmalarını bile gayri insani değerlendirip oy kullanmamaları yönünde fikir beyan edecek kadar düşük seviyelere inebilmiş isek ne beklememiz nasıl umut bağlamamız gerekir Z kuşağına, ekonomik sosyal, iş istihdam, yaşamsal özgürlük vb daha yüzlerce yapmamız gerekenleri onlara karşı bir borç ve sorumluluğumuz olduğunu düşünmeden beklenti oluşturursak ( ki öyle yapıyorlar ) sizce Bu Z kuşağı biz ebeveynlere nasıl bir algı bile yaklaşır sizce..!
Demem o ki, Z kuşağı sorumluluk bilincini almamış ise, eğitimde yetersiz ise, aman sendeci ise, bedava yaşam özentisi ve lakayt ise bunun sorumlusu bizler ve ülke yönetenleri değil miyiz .!
Eğitim, kültür, bilim, sanat, müfredat düzenlemeleri, yöneticilerin hırsızlık yolsuzluk rüşvet adam kayırma ve geleceğe ülke insanına yatırım yapması inançları peçete misali kirli paslı kullanmamaları kimseleri ayrıştırma öteki görme duygu ve mantığına girmeden gelecek nesillerinin muasır medeni devletler düzeyine çıkartacak gelecek nesiller yani Z kuşağının yetişmesi hepsi ama hepsi bu gençlerimizin üstesinden gelebilecek derecede akıllı uyanık ve bilgili oldukları sabit olmasına rağmen biz yöneticilerin ve ebeveynlerin duyarsız sorumsuz ve ‘’bana dokunmayan yılan’’ misali hareket ve algılardan vaz geçerek kendi gerçekliklerimizin bilinci ile hareket eder ve onlara da bu şekilde bir ülke miras bırakırsak inanın ‘’Oy kullanmasınlar’' diyen beyinsiz yalaka takımı yüzünü yerden kaldıramayacak tır.
Biz gençlerimize sonuna kadar güvenip, köle - efendi ikilemi değil de bilim ve ilim yolunda insan olmayı sağlarsak, yani daha açıkçası bizler aynamıza baktığımızda hırsız yerine inançlı, sadık ve dürüst olduğumuzu görüp ve inanıp uygularsak Z kuşağından korkmayın ve güvenin.
Gelecek Z kuşaklarının bilinçli aydın ve sorgulayan omuzlarındadır. Aşk ile...
Ülke olarak 1920 den bu yana Kurtuluş savaşı sonrası oluşturulan ve dünya kapitalist sermayeleri ve şövenist anlayışları ile din tüccarlarının ülkeye verdiği görselde güzel ama gerçekte acı reçetenin bedelini ülke halkının sırtındaki kamburu ikiye katlamak ve gittikçe uçuruma doğru el birliği yapmış gibi yuvarlamaktan başka bir hizmet yapılmış mıdır?.
Z kuşağı dediğimiz, gençliğimiz 2000 ve sonrası doğumlu olanlar ve daha belki de resmi anlamda hiç bir sorumluluk almamış, eğitim düzeyi bilgisayar ve elektronik hafıza dışında olmayan ancak çok beklenti içinde olduğumuz nesil.
Peki, bizler bunlara neler verdik. Dayatmanın, sefaletin, ezberciliğin ve bilgisayar oyunları ile fenomenlik dışında, vermediğimiz bilgiyi tecrübeyi sorumluluğu bunlardan nasıl hangi yüzle bekleyeceğiz..!
1920 den sonra 46-68-72-80-93- ve nihayet 2000 sonrası yaşanan acı tabloları göz önüne aldığımızda, 60 lardan bu yana ülkemizin ve dolayısı ile halklarımızın yaşadığı ve yaşatıldığı ahval irdelendiğinde, Z kuşağının ekostik yapısı sebep-sonuç ilişkisi ile görmek ve Z kuşağına bakış açısı ve yargılamaları Z kuşağının nasıl bir kültür gördüğü neler beklediği ve neler yaptığı ortaya çıkacaktır.
Toplumsal sınıflar kendi gerçekliğini ve ülke yöneticilerinin gerçekliğini şeffaf ve açık yüreklilikle sorgulayıp yaptıkları hizmet ve zulümleri ayrı ayrı terazi gözlerine koyup tarttıklarında işte o zaman Z kuşağının kim olduğu, ne yapmak istedikleri, yarınlardan beklentileri ve yaşamları gayet rahat bir şekilde sübut bulacaktır.
Başkalarında suç aramak yerine kendi dününden bugününe ektiği ve elde edeceği hasadın kalitesi bu hasadın sağlıklı olup olamayacağı kararını vermesi ( tabi verecek verebilecek yüz varsa ..! )
Gerekmiyor mu, peki bunu ne derece başara bildik..( mi )..?
Z kuşağını suiistimal-mı yoksa ret mi etmemiz gerektiğini yada onlara gereken ihtimamı, eğitimi, sorumluluğu ve güveni vermediğimiz için Z kuşağını nereye koyduğumuz, koymamız gerektiğini aynamıza bakarak kendimizden yöneticilerden, eğitimden, ekonomiden, inanç anlayış ve uygulama şekillerimizi irdeledikten sonra itham da bulsak mı, ne dersiniz..?
Z kuşağı, çağını yaşayan diğer dünya ülkeleri gençlerinden geri olan veya ‘IQ' seviyesi düşük bir nesil asla değil, teknoloji bağımlısı ( onunda sorumluluğu biz ebeveynlere aittir ) ezber ve sorumluluktan kaçan bir yapıda olmaları, onlara verilen eğitim düzeyinin sıfır olması, eğitim müfredatının saçma sapan mitolojilerle doldurulmuş olması, sınıf bilinci ve sorumluluğunun verilmemesi, ders kitaplarının tarafgirliğini sorgulamadan akıl yürütme den uzak ezbere dayalı olması ve tüm bu yetersizliklere rağmen sınıf geçme ve devamsızlık konularının göz ardı edilip herkesi ( emek veren ile boş gezenin boş kalfası olanın ) aynı kefede değerlendirilmesi ve öğrencinin " aman ya çalışsam veya okula gitsem veya gitmesem ne fark eder nasıl olsa geçiyorum " düşüncesi ile rehavete bırakılması, diplomasız yeteneksiz sahte diplomalı ve hak etmeyen kişi veya kişilerin iş bulması yerleştirilmesi hepsi Z kuşağı dediğimiz gençliğimiz yani yarınlarımızın vasat olmasına ve umursamaz bir tavır sergilemesine neden olmakta değil midir?...
Kaldı ki zaten yönetenlerimizde böyle absürt, sormayan sorgulamayan, aman sende zihniyeti ile tiktok, sosyal medya vb fenomenliğine yönlendirme ile Z kuşağı dediğimiz ve suçladığımız belki de güvenmediğimiz ama yarınlarımızın bekçileri temsilcileri olacak bu nesil acaba bizden memnunlar mı..?
Oy kullanmalarını bile gayri insani değerlendirip oy kullanmamaları yönünde fikir beyan edecek kadar düşük seviyelere inebilmiş isek ne beklememiz nasıl umut bağlamamız gerekir Z kuşağına, ekonomik sosyal, iş istihdam, yaşamsal özgürlük vb daha yüzlerce yapmamız gerekenleri onlara karşı bir borç ve sorumluluğumuz olduğunu düşünmeden beklenti oluşturursak ( ki öyle yapıyorlar ) sizce Bu Z kuşağı biz ebeveynlere nasıl bir algı bile yaklaşır sizce..!
Demem o ki, Z kuşağı sorumluluk bilincini almamış ise, eğitimde yetersiz ise, aman sendeci ise, bedava yaşam özentisi ve lakayt ise bunun sorumlusu bizler ve ülke yönetenleri değil miyiz .!
Eğitim, kültür, bilim, sanat, müfredat düzenlemeleri, yöneticilerin hırsızlık yolsuzluk rüşvet adam kayırma ve geleceğe ülke insanına yatırım yapması inançları peçete misali kirli paslı kullanmamaları kimseleri ayrıştırma öteki görme duygu ve mantığına girmeden gelecek nesillerinin muasır medeni devletler düzeyine çıkartacak gelecek nesiller yani Z kuşağının yetişmesi hepsi ama hepsi bu gençlerimizin üstesinden gelebilecek derecede akıllı uyanık ve bilgili oldukları sabit olmasına rağmen biz yöneticilerin ve ebeveynlerin duyarsız sorumsuz ve ‘’bana dokunmayan yılan’’ misali hareket ve algılardan vaz geçerek kendi gerçekliklerimizin bilinci ile hareket eder ve onlara da bu şekilde bir ülke miras bırakırsak inanın ‘’Oy kullanmasınlar’' diyen beyinsiz yalaka takımı yüzünü yerden kaldıramayacak tır.
Biz gençlerimize sonuna kadar güvenip, köle - efendi ikilemi değil de bilim ve ilim yolunda insan olmayı sağlarsak, yani daha açıkçası bizler aynamıza baktığımızda hırsız yerine inançlı, sadık ve dürüst olduğumuzu görüp ve inanıp uygularsak Z kuşağından korkmayın ve güvenin.
Gelecek Z kuşaklarının bilinçli aydın ve sorgulayan omuzlarındadır. Aşk ile...