1923'den bu güne kadar kendi alevi kimliği ile Alevi düsturu ile aleni olarak alevi ( gelmişse de bile geldiği kadrolarda kendini saklama gizlemeden ) hiç bir vatandaş ne bir bakan, ne bir vali, ne bir emniyet genel müdürü, ne Başbakan, ne Cumhurbaşkanı yapılmadı, yapılmak istenilmedi.
Yoz ve dar kafalı etnik ve inançsal ayrılıkçı zihniyet bu kimlikler üzerinden veya sadece memleketi ve coğrafi kimliği nedeni ile alevi olarak lanse edip ülke içinde gergin bir atmosfer yaratarak bundan nemalanma taraftarı olan bozuk düzenin bozuk çarkı ve çarkın çevirmenleri olan bozuk art niyetli kişiler ve bunların yalaka kalemşörlerinin attığı fetva tahakkümleri sonucu işkembeden sallayan, sorgulama irdeleme ve gerçeği öğrenme zahmetine girmeyen körü körüne biatçı bezirganlara...
Soru..;
Bir Alevi Türkiye'de Bakan olsa ne olur..?
Bir Alevi Türkiye'de Başbakan, Genel Müdür, Vali olsa ne olur..?
Bir Alevi Türkiye de Cumhurbaşkanı olsa ne olur...?
Durumu iki farklı bakış açısından ele almak gerek.
Çok basit ben söyleyeyim..;
Birinci bakış açısı..;
Hemen ulemalar, din kurumları, şirk gurupları, Cübbeli ahkam kesenler, saray yalakaları ve karanlıktan beslenen Ebu Suudlar, İdris-i bitlisiler, Çorum İskilipli Hoca’lar ve bunların sorgusuz sualsiz biatçı gurupları,1923-38 Atatürk dönemi ve 70-80-90’larda Demireller, İzeddin Doğanların dönemlerindeki toplumlar arası nifak tohumlarının nasıl atıldığı ve sonuçlarını ve yaptıklarının aynısının tıpkısını hatta daha fazlasını yaparak ,söyledikleri ancak zerresine kendilerinin bile inanmadıkları ve hatta uygulamadıkları din bezirgânlığına soyunup hemen..
" BUNLAR DİNSİZ,
BUNLAR ANA BACI TANIMAZ,
BUNLARIN KESTİĞİ YENMEZ,
BUNLAR KÂFİRDİR,
DİN ELDEN GİDİYOR,
EZANI SUSTURACAKLAR,
NAMAZI YASAKLAYACAKLAR,
ARTIK İSLÂMİYET BİTECEK." vb daha ne İpe Sapa gelmez aptalca ve deli saçması ve bu insanlık dışı vahşet iftiraları bilinçli olarak ortaya atıp ve birkaç ta tezgahlanan senaryo söylemler, kendilerinde sahte ve bizzat organizatörlerin kendileri olduğunu bildiği sözde saldırı ve söylenceler gırla dolup taşar ve biatçı veya gerçekten inancına sadık ancak her söylenen söze aldanıp hemen celallenen hazır kıta paramiliter güçler devreye sokulur ,gerisi zaten malum 80-90-2000’lerde yaşanmış olaylar..
Hâlbuki herkes şapkalarını önleri(mize)ne koyup sorguladığımızda 1923’lerden günümüze doğru beraber yaşadıkları helallik aldıkları verdikleri acılarını sevinçlerini paylaştıkları, kız alıp verdikleri kirve oldukları aleviler artık onlar için birer kâfir, birer gâvur ve hatta katledilmeleri sevap, Cennette makam huri sahibi olmanın en kolay ve hiç bir günahı sorumluluğu olmayan yolu tercih ederek kısa yoldan katil damgası yemeden Cenneti garantilemek. Bunlar olması çok yüksek ihtimallerdir.
İkinci Bakış açısı..;
Olmaz ya velevki olduğunu farz edelim o zaman ne olur..?
Bağımsız ve Demokratik bir hukuk sistemi. Hırsızlık ve Dolandırıcılığı. Yapılamayacağı yapanlara hukuk çerçevesinde göz yumulmayacağı ( kim olursa olsun ) adam kayırma, kartvizit hamilimdir uygulamasına son verilecek, her fikir ve inanca saygı duyulacak. Onların özel günlerinde beraber oluna bilme yolu açılacak, ülkede kan akma ve dil-kültür ve eğitim sorunları kökten çözüme hukuk çerçevesinde kazandırılma yolları aranılacak.
Devletin ( halkın ) emek ve alın teri peşkeş çekilmeyecek, ülke satılmakta kurtulacak, çalışan ve emeklilerin ,çiftçi ve üretenlerin esnafların durumu günün şartlarına göre desteklenecek ve en azından rahat bir nefes alınmasının temelleri atılacak.
Ülkede halkların birbiri ile düşman kardeşler değil, can-dost insan oldukları ve herkesin her kes kadar her şeyde yetki ve faydalanma hakkının olduğu, Devlet ile Vatandaşın ( devlet baba ) gibi değil ( Devlet Ana) şefkat ile barışık olması sağlanarak karşılıklı güven ortamı sağlanacaktır.
Ama tüm bu olumlu veya olumsuz ön görüşlerin temelinde halk olduğu ve bu halkın sorgulayan irdeleyen ama asla ithamda bulunmayan suçlamayan, yargılamayan bir akıl ve halet-i ruhiye ile davranması ve herkesin ama herkesin geçmişten ders alıp aynı hataları, yanlışları ve katliamları yapmak veya yaptırmaya emir edici üst akılları akıl süzgecinden geçirerek karar verici olduklarını unutmamaları şart.
Sorgulama ve karar verme yetisi sizde. Ey insanlık!.. Cumhurbaşkanı olmak ya da olmamak çok da önemli değil.
Huzur ve Barış olsun, Hırsızlık olmasın,
Adil bağımsız ve demokratik hukuk işlesin Aşk ile.....
Yoz ve dar kafalı etnik ve inançsal ayrılıkçı zihniyet bu kimlikler üzerinden veya sadece memleketi ve coğrafi kimliği nedeni ile alevi olarak lanse edip ülke içinde gergin bir atmosfer yaratarak bundan nemalanma taraftarı olan bozuk düzenin bozuk çarkı ve çarkın çevirmenleri olan bozuk art niyetli kişiler ve bunların yalaka kalemşörlerinin attığı fetva tahakkümleri sonucu işkembeden sallayan, sorgulama irdeleme ve gerçeği öğrenme zahmetine girmeyen körü körüne biatçı bezirganlara...
Soru..;
Bir Alevi Türkiye'de Bakan olsa ne olur..?
Bir Alevi Türkiye'de Başbakan, Genel Müdür, Vali olsa ne olur..?
Bir Alevi Türkiye de Cumhurbaşkanı olsa ne olur...?
Durumu iki farklı bakış açısından ele almak gerek.
Çok basit ben söyleyeyim..;
Birinci bakış açısı..;
Hemen ulemalar, din kurumları, şirk gurupları, Cübbeli ahkam kesenler, saray yalakaları ve karanlıktan beslenen Ebu Suudlar, İdris-i bitlisiler, Çorum İskilipli Hoca’lar ve bunların sorgusuz sualsiz biatçı gurupları,1923-38 Atatürk dönemi ve 70-80-90’larda Demireller, İzeddin Doğanların dönemlerindeki toplumlar arası nifak tohumlarının nasıl atıldığı ve sonuçlarını ve yaptıklarının aynısının tıpkısını hatta daha fazlasını yaparak ,söyledikleri ancak zerresine kendilerinin bile inanmadıkları ve hatta uygulamadıkları din bezirgânlığına soyunup hemen..
" BUNLAR DİNSİZ,
BUNLAR ANA BACI TANIMAZ,
BUNLARIN KESTİĞİ YENMEZ,
BUNLAR KÂFİRDİR,
DİN ELDEN GİDİYOR,
EZANI SUSTURACAKLAR,
NAMAZI YASAKLAYACAKLAR,
ARTIK İSLÂMİYET BİTECEK." vb daha ne İpe Sapa gelmez aptalca ve deli saçması ve bu insanlık dışı vahşet iftiraları bilinçli olarak ortaya atıp ve birkaç ta tezgahlanan senaryo söylemler, kendilerinde sahte ve bizzat organizatörlerin kendileri olduğunu bildiği sözde saldırı ve söylenceler gırla dolup taşar ve biatçı veya gerçekten inancına sadık ancak her söylenen söze aldanıp hemen celallenen hazır kıta paramiliter güçler devreye sokulur ,gerisi zaten malum 80-90-2000’lerde yaşanmış olaylar..
Hâlbuki herkes şapkalarını önleri(mize)ne koyup sorguladığımızda 1923’lerden günümüze doğru beraber yaşadıkları helallik aldıkları verdikleri acılarını sevinçlerini paylaştıkları, kız alıp verdikleri kirve oldukları aleviler artık onlar için birer kâfir, birer gâvur ve hatta katledilmeleri sevap, Cennette makam huri sahibi olmanın en kolay ve hiç bir günahı sorumluluğu olmayan yolu tercih ederek kısa yoldan katil damgası yemeden Cenneti garantilemek. Bunlar olması çok yüksek ihtimallerdir.
İkinci Bakış açısı..;
Olmaz ya velevki olduğunu farz edelim o zaman ne olur..?
Bağımsız ve Demokratik bir hukuk sistemi. Hırsızlık ve Dolandırıcılığı. Yapılamayacağı yapanlara hukuk çerçevesinde göz yumulmayacağı ( kim olursa olsun ) adam kayırma, kartvizit hamilimdir uygulamasına son verilecek, her fikir ve inanca saygı duyulacak. Onların özel günlerinde beraber oluna bilme yolu açılacak, ülkede kan akma ve dil-kültür ve eğitim sorunları kökten çözüme hukuk çerçevesinde kazandırılma yolları aranılacak.
Devletin ( halkın ) emek ve alın teri peşkeş çekilmeyecek, ülke satılmakta kurtulacak, çalışan ve emeklilerin ,çiftçi ve üretenlerin esnafların durumu günün şartlarına göre desteklenecek ve en azından rahat bir nefes alınmasının temelleri atılacak.
Ülkede halkların birbiri ile düşman kardeşler değil, can-dost insan oldukları ve herkesin her kes kadar her şeyde yetki ve faydalanma hakkının olduğu, Devlet ile Vatandaşın ( devlet baba ) gibi değil ( Devlet Ana) şefkat ile barışık olması sağlanarak karşılıklı güven ortamı sağlanacaktır.
Ama tüm bu olumlu veya olumsuz ön görüşlerin temelinde halk olduğu ve bu halkın sorgulayan irdeleyen ama asla ithamda bulunmayan suçlamayan, yargılamayan bir akıl ve halet-i ruhiye ile davranması ve herkesin ama herkesin geçmişten ders alıp aynı hataları, yanlışları ve katliamları yapmak veya yaptırmaya emir edici üst akılları akıl süzgecinden geçirerek karar verici olduklarını unutmamaları şart.
Sorgulama ve karar verme yetisi sizde. Ey insanlık!.. Cumhurbaşkanı olmak ya da olmamak çok da önemli değil.
Huzur ve Barış olsun, Hırsızlık olmasın,
Adil bağımsız ve demokratik hukuk işlesin Aşk ile.....