Maalesef ağlamamız gereken bazı durumlar olaylar karşısında ders çıkarmak, sebep sonuç ilişkilerini sorgulayıp kendimizi ve dolayısı ile toplumumuzu dizayn etmek gerekirken kıs kıs gülmek ve gülerken de acı da olsa hak vermek zorunda kalıyoruz...!
Yakın tarihimize kadar Urfa'nın dürüstlüğünden, vekillerin başkanların gayretinde ve çalışmalarından dolayı her hafta gerek şehrimizde gerekse ilgisi olmadığı halde çevre illerimizde hatta bazen metropollerde ki Billboardları süsleyen hizmet aşkı aktivist fotolarla yaptıklarını sanki ilanı aşk eder gibi dolduran reklam hizmetlerinden ibaretmiş gibi hizmetlerin kim yada kimler için yapıldığı veya yapılan hizmetlerin kimlere karşı ( bir lütuf muş gibi ) yapıldığı medyatik başkanların vekillerin hizmetlerini (...! ) Görüyoruz.
Bunları gördükçe, ister istemez sorular us'umuzu dolduruyor. Acaba , bu adamlar hizmet yapmak vaadi ile değil de sanki bunları bu halka lütfen rica minnet yapıyorlar. Sanki seçmenler bu şahsiyetleri bu işleri yapsınlar diye seçmemişte kara kaşlarına ela gözlerine muhtaç veya aşık oldukları için onları BİLBORDLARDA görmek için seçmişler gibi bir handikap yaşıyoruz...( Gerçekten niye seçtik bunları..)
Kişiler bazen konuşurken sürçi lisan bile etseler aslında bilinç altı kurguları onları gayri ihtiyari bunları istemeyerek ye olsa itirafa zorlar. ( Ne demişti Sayın Belediye Başkanı .; " Bizim halkımıza bunları versek verdiklerimizi geri GETİRMEZLER-Kİ, bu nedenle Maçoğlu'nun projesi bizim halka yani bize uygun değil...) Allah Allah...!
Bu yorumdan veya daha açık ifade ile bu bilinç altı itirafını nasıl okumalıyız ve bu yorumdan ne anlamalıyız..? Bir yetkili kendini seçen halka güvenmiyor, kendi halkının ( insanın ) dürüstlüğü den şüphe ediyor veya bu halkın insanların vefasız olduklarına, bunlara güvenmek yerine bunları bedavacılığa alıştırıp köleleştirmeyi ve sürekli kullanılabilir malzeme olarak ellerinin altında tutmak şeklinde mi okumalıyız..!
Yoksa, Sayın Maçoğlu'nun projesinin komünist bir sistem olduğu üretimin ve tüketimin halk ile el ele birlikte masrafların ve emeğin beraber kullanımı sonucu herkesin kazanmasının bize yani bizim ideolojimize felsefemize anlayışımıza ( hani milliyetçiyiz ya hani dindarız ya ..) uymayacağı, haram olduğu, ideolojimize aykırı bir sistemi kabul etmemek gerektiği şeklinde mi okumalıyız yoksa üçüncü bir okuma şekli varda onu bizler mi idrak edemiyoruz..( açıklanırsa öğrenmiş olacağız )
Naçizane ,ekonomik kalkınma modeli halkın toplumun seçmenin menfaatini içeriyorsa denemekte fayda mülahaza edenlerdenim, denemekten zarar gelmez, en azından halkın nabzını tutmuş, karakterini ölçmüş ve güvenilir olup olmadıklarını görmüş oluruz, kaybedeceğimiz hiç bir şey de olmaz..!
( Seçim zamanlarında Nasıl olsa bedava nohut, yağ, kömür vb dağıtıyoruz ) o zaman geriye bir zaman sorunu ve Halka, kendimize güven sorunu kalıyor ki bu da denenmeden bilinemeyeceğine göre..!!!
Acaba diyorum, bu durum malumun itirafı mı, hani meşhur bir Ata sözü var ya.." BALIK BAŞTAN KOKAR "... Ne dersiniz ..!
Halkına insanına güvenen, onure eden denemekten çekinmeyen, billboard aktivisti olmayan hizmetçi idareciler arzusu ile aşk ile...