Büyük SIFIRLAMA' ya geçmeden önce olayların evveliyatına bir göz atalım. Berlin duvarı yıkılırken insanlık alemi geleceğe dair umutluydu.1989 da demir perde yıkılmış 1991'de de Sovyetler Birliği yok olmuştu. Dünya üzerindeki iki güçten biri artık yoktu. Ülkeler arası kutuplaşma sona ermişti. Herkes mutluydu. O zaman ABD’de den bir düğmeye basıldı. Küreselleşme denilen bir kavram ortaya atıldı.
Küreselleşme tek kutuplu dünya demekti. Dünyada %1 lik bir kesim vardı ve bu kesimin geliri dünyanın %50 nüfusunun gelirine eşitti. Bu %1 lik gücü kullanan "üst akıl" diye tabir edilen kesim dünyayı yönetmek amacıyla bir yapılanma oluşturdu. Bunu kurarken ellerindeki devasa şirketler yoluyla her türlü teknolojiye sahiptiler ve ulus devletlerin liderlerini de saf dışı bırakmak amacındaydılar. Amaçlarına ulaşmak gayesiyle teknoloji ve yazılımı kullanıyorlardı.
İnternet ile birlikte dijital çağ başladı, ülke sınırlarını sanal hale getirdiler. Marjinal fikirlerin sınırlara sokulması devletlerin şirket mantığı ile yönetilmesi vatandaşın müşteri durumuna dönüştürüp, milli şuurun yerini ciro ve kâr almasını sağladılar. Toplumların kutsalı para oldu. Bu mantığa itiraz edenler devre dışı bırakıldı. Konvensiyal medyanın yerini sosyal medya aldı. Sosyal medya yoluyla herkes kendini farklı düşüncelerin girmediği yankı odalarına hapsetti. Herkes kendi gibi düşünmeyenlere sansür uygulamaya başladı. Sürekli olarak kendi düşüncesinin yankısını duyan insanlar kendi düşüncesinin doğru olduğuna daha çok inanmaya başladı. Toplumlarda kutuplaşmalar başladı.
Küreselciler bayağı yol almışlardı. Dünyayı rahatça yönetmek için Dünya nüfusunun azalması ve kendileri için çalışan 500 milyon insanın yaşaması yeterli idi. Bu hedefe ulaşmak için Covid 19 diye bir mikrop üretildi ve dünyaya yayıldı tabi bu yeterli değildi. Bu amaca ulaşmak için en iyi yol Tarımı, hayvancılığı bitirerek gıda krizi çıkarmak bununla birlikte, kaos yaratmak bu kaosla iç savaşlar çıkararak ülkeleri ve insanları yok etmek üzere harekete geçtiler.
Tarımı bitirmeye ormanları yakmak suretiyle başladılar. Taşeronluğunu terör örgütü elemanlarının yaptığı ve Uzay sistemleri ile lazer ışınlarını kullanarak Dünya üzerindeki ormanları yakmaya başladılar. Bu lazer ışınları belli bir mesafeden gönderildiği zaman o bölgeyi bin dereceye çıkarıp oradaki her şeyi tutuşturmakla gücüne sahip. Merkezinde küreselcilerin olduğu bu yapının amacı ormanları yakalım bunlar ormanlık kalsın gibi basit değil. Amaçları hava kalitesini ve toprak kalitesini yok edip, yangınlarla ısının aşırı yükselmesi ile su kaynaklarının kurutulması ve kısa yoldan Tarımın yok edilmesini sağlamak. Şu anda Türkiye ile beraber Afrika in güneyindeki bereketli doku cayır cayır yanıyor. Amazon bölgesi ile Kuzey Amerika'daki yangınlar var. Bir el dünyadaki birçok ormanı yaktırıyor. Taktir edersiniz ki bir ülkenin ormanlarının korunması sınırlarının korunmasında daha güç. Bu bir savaş tekniği, karanlık bir emel. Bu savaş devletlerin içindeki işbirlikçilerine beraber yürütülüyor. Esas amaç Dünyadaki Tarımı küçük işletmeci çiftçiden alıp, kendi 5 büyük şirketlerine devrederek bunlar vasıtasıyla Dünya gıda kontrolünü ellerinde tutup, Dünyada kimin aç kalacağını kimlerin yaşayacağını kimlerin yok olacağını belirlemek. Bunların hepsi tek Dünya devleti politikasının amacı.
Bu oyuna dur demek ve projelerini tersine çevirmek,bizim elimizde.