Fe Eyne Tehzebun" İlahi Kitabımızdan neşet edip kulağımıza kadar gelen ve bizi gaflet uykusundan uyandırması gereken bir Ayet-i Kerime’dir bu: "FE EYNE TEZHEBUN "Bu gidiş nereye?
Kendimize sorup bir tefekküre dalalım..
Bu gidiş hayra mı, şerre mi diye?
Bu feryat boşuna mı diye ?
Kadına şiddet,çocuğa tecavüz arttı,hırsızlıklar,yolsuzluklar,hileler,yalanlar arttı, her geçen gün biraz daha artıyor kavgalar, cinayetler. !!!
HAKKI bilenler artık bilmiyor,hakkı gören gözler artık görmüyor, Hakkı duyan kulaklar sağır?
Neden sorgulamıyoruz?
Her yerimiz yara,bere içinde,ruhumuz kaynıyor,yüreğimiz yanıyor, içimiz yanıp, yüreğimize kor düştügü yerde,sahi biz nereye gidiyoruz?
Taksidi devam eden salon takımının üzerinde uyuşmuş bir şekilde dizilerin karşısında geçen ve gözlerini ve zihnini televizyondan ayıramayan ve o şekilde saatlerin tüketen ve o taksiti ödeyebilmek için sabah 8 akşam 5 çalışılan insanlarımız, Kamu kurumunda, sigortalı böyle bir işe sahip olabilmek için gidilen okullarda yıllarca dirsek çürüten memurlarımız,başını telefon ekranından kaldırmayın gözünün önünü göremeyen bekâr gençlerimiz,
İnsanların birkaç saat eğlenmesi için kredi çekilip borca girilerek düğün yapıp evlenerek kendini borca esir eden çiftlerimiz
, Böyle bir düğün ile kurulmuş tozpembe bir evlilik ve bu evlilikten doğacak olan çocuğun aynı aşamalardan geçmesini izlemekle son bulan bir ömür......
Sahi hayat bu mu gerçekten?
Sorgulama yeteneğini yitirmiş,sürü psikolojisi ile yönetilen bir toplumda hiçbir şeyin iyi gitmeyeceğini hâla anlamadınız mı?
Bu gidişat bizi hayra ve istikrara götürmüyor hâla anlamadınız mı?
Yanlış yoldayız,yanlış yoldasınız,Mutluluğun, barışın,huzurun ve istikrarın yegâne yolu ‘sırat-ı mustakim’dir.Gerçek hayat televizyon dizilerinde,telefon ekranlarında değil,boşa geçen zamanlar geri gelmiyor,sorgulamayan zihinler gerçeği bulamıyor,hayatınızı,gidişatınızı sorgulayın geleceğinizi planlayın,nereye doğru gidiyorsunuz bir düşünün BU GİDİŞ NEREYE?
Fe Eyne Tezhebun!”
Ne kadar da sarsıcı, uyarıcı ve tesir edici,
Her yanımı titreten,tüylerimizi diken diken eden ,Aklımı başımdan alıp yüregime kor düşüren bir ayettir bu.Her okuduğumda
Sanıyorum ki biri bana “diril yeniden kendine gel"diyor.
Bir ses geliyor gaipten ve bu ses kulaklarımda yankılanıyor.
Eğiyorum başını onun huzurunda düşünüyorum.Gözlerimden yaşlar süzülüyor. Sahi biz nereye gidiyoruz.?
Rabbim sen bizleri koru,sen bizleri Sırat-ımüstakime ilet.
"Gecenin karanlığından daha karanlıklar vardır, bilirim.
Yaranın daha beterinden yara vardır inanırım, ateşin ateşliğinden daha yakıcı olanı vardır, hissederim.
Siz sanmaz mısınız ki cehennem yoktur bu dünyada?
Siz bilmez misiniz ki rabbimizden başka yoktur bize yakın olan."
“Fe Eyne Tezhebun!”
Yüreğime bir ateş düştü,
Ey kulum, nereye bu gidiş diye sesleniyor,Allah u Teala!
İstikamet uçurum mu İbrahim’in atıldığı?
Kuyu mu Yusuf’un kardeşlerince satıldığı?
Deniz mi yoksa Musa’nın yarıp da geçtiği?"Bu gidiş nereye" diye soruyor YARADAN .
Bu gidiş hayra mı, şerre mi?
Bu feryat boşuna mı?
“Fe Eyne Tezhebun!”
Doymuyor insanoğlunun ne gözü,nede midesi.
Ağız ne gelse kendisine misafir, anında servis ediyor herkese.
Peşinde olduğun mal,mülk Süleyman’a kalmayan bu dünya sanamı kalacak mı zannediyorsun?
Garantileri var anlaşılan zamane insanımızın (!)
“Fe Eyne Tezhebun!”
“Bu gidiş Nereye ?
Anne olan kızına, baba olan oğluna ve evlat olan da ana babasına sormalı,biz etrafımıza bakalım önce kendimize bir soralım.
“Fe Eyne Tezhebun!” diye.
YARAB;Makama kul eyleme,
Bu dünyanın malına köle,cüzdanına pul edip,beni ucuzlatma ya rab!
Makama,dünya malına meyleden gönlümüz nasıl kurtulacak bu dertten.?
Cana kıyan vicdanınız nasıl duracak böyle?
Şefkati sözlüğünüzden sildigimiz acımasızlığımız bizi nereye götürecek?
Dünyayı, evrenin en büyük cinnethanesine çevirdik el birliğiyle. Kendi kendimize bir soralım."Bu gidiş nereye"diye.!!! Bir çeki düzen verelim kendimize.Sırat'ı müstakim yolunuz olsun.Alah'a emanet olunuz.
Selam ve dua ile.....