Yoğun geçen seçim çalışmalarını yürüten herkesi biraz stresten uzaklaştıracak bir hikâyeyi bugünde biz anlatalım sizlere. Biraz gülümseyin istedik. Çiğköfte hikayesini rahmetli olan iki kişiden duymuştum. Mekânları Cennet olsun İnşallah.
Yıl 1980. On iki Eylül darbesi olmuştur.
Meclis kapanmış asker yönetimi ele almış, zamanın liderleri tutuklanmış, caddeler bom boştur...
Urfa milletvekillerimizden birini birkaç gün Meclisin önünde sürekli bekler durur gören Urfalı hemşerimiz gider merakla vekile sorar;
- "Ya hayırdır Sn. vekilim, liderler tutuklu, vekiller ortalarda yok siz burada durup Meclise bakıp demokrasi nöbetimi tutuyorsunuz, İnan ki tebrik ederiz. Yaşasın demokrasi !..." Der"
Sn. vekil;
- "Yok hemşerim yok. Olay maalesef bildiğin gibi değil. Mecliste vekillere çiğköfte partisi yapacaktık. Darbe oldu. Aldığımız çiğköfte malzemeleri ve kara et (çiğköfte için dövülmüş çiğ et) dolapta kaldı. Şimdi bu sıcak havada et mutlaka kokmuştur.
Benim dolabı koku sarmıştır. Bekliyorum belki meclisi açarlarda o kokan eti dolaptan oradan almaya çalışıyorum.
Dolabımı saran pis koku eğer ki Meclisi de sararsa sonra herkese bayrak oluruz, ağızlarda sakız oluruz, o yüzden kaç gündür burada bekliyorum" demiş...
*. *. *. *
Seçimin ülkemize, şehrimize hayırlı uğurlu olması temennisiyle, seçilecek vekillere şimdiden başarılar dileriz...
Ve
Aman ha tüm seçilecek Sn. vekiller çok çok dikkat edin diyoruz. İnşallah Şanlıurfa'nın memleketin sorunlarını Mecliste dile getirirsiniz. Halkın sorunlarını dile getirirsiniz, şaibeli pis kokan (yolsuzluk, rüşvet) işlerden uzak durursunuz.
Sizlerde dolapta çiğköftelik et falan sakın ha unutmayın. Sonra memlekete bayrak oluruz. Ağızlarda sakız oluruz. Bizden söylemesi...
Allah’a emanet olun...