Çok güzel bir bahçedesiniz. Fakat kuş seslerini bülbül cıvıltılarını duyamıyorsanız, orda mutlaka bir tehlike var demektir. Ürkmüşlerdir, kaçmışlardır, sessizlik ondandır.
Bir şehrin yada ülkenin şairler susmuş sessizse, yazarların kalemi yazmıyorsa, siyasetçiler serbestçe konuşamıyorlarsa yine orada tehlike var demektir...
Ülkemizin bölünmez bütünlüğüne aykırı söylemler, terörü destekleyici sözler haricinde hangi partiden olursa olsun bir siyasetçi temsil ettiği partisinin düşüncelerini paylaşabilir.
Bu düşünceler kabul görür veya görmez bu halkın takdirinde, seçiminde, tercihindedir.
Fakat bu düşüncelerin karşılığında o kişi, bazı karanlık kişilerce darp edilip tehdit ediliyorsa, demokrasimiz demek ki yaralı ve tehlikededir...
Sanatçı, siyasetçi, gazeteci yasalar önünde suç işlemişse, bu ülkenin savcıları devreye girer. O kişi hakkında işlediği suç delilleri ile beraber yargı önünde hesap vermesini sağlar. Diğer türlü herkes kendince adaleti tesis etmeye kalkarsa ülke yine eskiden yaşanan karanlık günlere, faili meçhullere Teksasa döner...
Gazetecilere, siyasetçilere son günlerde yapılan çirkin saldırıları kınıyor ve faillerinin bir an önce adalet önünde hesap vermesini bekliyoruz...
Gelecek Partisi Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, Yeniçağ Gazetesi Ankara temsilcisi Orhan Uğuroğlu, KRT TV temsilcisi Afşin Hatipoğlu'nun uğradıkları saldırıların son olacağını umut ediyoruz...
Demokrasilerde fikirler, düşünceler, öneriler, tavsiyeler, duygular, dilekler anayasal çerçevelerde, kanunların tanıdığı haklarca, özgürce ifade edilebilmeli dile getirilmelidir.
Herkes sus pus olursa, korkar susarsa, O memleket tıpkı
Gündüzken, karanlık geceye dönmüş,
Kuşları uçmaz, bülbülleri ötmez, susmuş,
Gülleri, çiçekleri solmuş, boynu bükülmüş,
Bahçıvanı zevksiz, bağa, bahçeye benzer...