Güçlü kim? Güçlü olmak her işe koşturman her şeyi becermen bir şeyleri başarabilmek için oradan oraya koşmak yetişmek ve aslında savrulmak mı sence? Güçsüz yönlerini kapatmak için sürekli güçlüymüş gibi durmak dirayetli olmak mı? Değersizlik duygusunu son üç haftadır konuşuyoruz. Bu duyguya dair söylemem gereken bir diğer önemli nokta, duygularla baş edebilmek için kendimizi koruyabilmek adına bastırma eğiliminde olduğumuz diğer duygularımız gibi değersizlik duygusunu da işlevsiz baş etme yöntemleri ile bastırıyoruz. Görmemeye ve dahi göstermemeye çalışıyoruz. Her şeye yetişebilmek her işi kendi başına halledebilmek ben aslında güçlüyüm deme şeklimiz. Görevin olmadığı halde sorumluluğun olmayan konuları nasıl üstlendiğini bir hatırla! Bu sorunu da ben çözerim sizin yüklerinizi de ben üstlenirim sen acı çekme yerine acıyı da ben çekerim. İhtiyacın olan her sıkışmışlığına ben koşarım. Bunlar benim için bir görev. En derinlerde değerli hissedebilmek adına verdiğim uğraşlar. Ben değersizim bunu kimse bilmemeli en başta da ben kesinlikle görmemeli yüzleşmemeliyim bununla. Güçlüyüm o yüzden. Kendime ait veya değil tüm yükleri omuzlamaya hazırım. Yardım derneklerine koşmalıyım, işyerinde çözülemeyen bir iş var ben çözerim, evde çocuğa da ben bakarım eşimin sorumluluklarını da ben üstlenirim, komşumun sıkıntısı var halletmeliyim. Tüm bunları bir koşturma halinde yapıyorsan, kendi ihtiyaçlarını önceleyemiyorsan, iyilik adı altında yaptığın fedakarlıklar artık sana bir yük gibi geliyorsa, kendinle kaldığında büyük bir yorgunluk ve tükenmişlik eşlik ediyorsa sana üzgünüm bu adanmışlıkların hiçbiri iyilik olmuyor. Hepsi en derinde hissettiğin ve kaçmaya çalıştığın değersizlik duygunu örtbas etme girişimleri.
Ve yine üzülerek söylemem gerekiyor ki tüm bastırdıklarımız daha da büyüyerek baş edemeyeceğimiz bir halde karşımıza çıkıyor. Değersiz hissetmemek adına girdiğimiz bütün ilişkiler bize değersiz hissettiriyor. Verdiğimiz çabaların en sonunda bunları ben istemedim ki diyen bir arkadaşa sevgiliye öfkeyi de ekleyerek duygularımıza kalıyoruz meydanda. Kaçmaya çalıştığımız tüm ağır yükler kalbimizin üzerine oturuyor büyük bir düğüm misali. Sessizce ağlıyoruz kaçmaya çalıştığımız şeylerin ortasına düştükçe her seferinde. Sessizce ağlamak belki en zararsız kısmı. Sessiz kalamayıp öfkeyi yönetemeyip en yakınlarımıza yansıtıyoruz anne baba çocuklarımı eş dostumuz alıyor nasibini. Sahiplerine iletilmeyen sitemler en sevdiklerimize yansıyor istemsizce. Bazen de sadece kendimize!
Tüm kızgınlıkları bırakıp sakince kabul etmek sandığın kapağını usulca açıp duygularımızı görme cesaretini göstermek yolun en zor kısmı ama tüm hikâye burada çiçeklenmeye başlayacak. Tüm maskeleri indirip gör değersiz hissettiğin anları, ilişkileri. Bastırmaya çalışmadan susturmayı denemeden. Korkmadan ilerle bu bilmediğin yolda. Unutma yalnız değilsin!