12 Eylül darbesinde Kenan Evren: "Sağ, sol ayrımı yapmadım. Eşit olsun diye (gençleri) bir sağdan bir soldan asıyorduk” demişti.
Hatıralarda kalan bu acı sözlerin çağrıştırdığı son olaylarda, İran'da daha neler oluyor sorusuna cevap ararken Katil İsrail yerle bir ettiği Gazze'den sonra şimdide Lübnan'a saldırıyor. Ve Ortadoğu'da hiç kimsenin hatırını da koymadığını görüyoruz. Gazze'den sonra bombalarını bir Beyrut’a, bir Şam'a, bir Yemen'e bir Irak'a atıyor.
Eşit olsun diye de oda sağ sol ayrımı yapmıyor. Bir Sünni'lerden bir Şiiler'den katlediyor. İslam Dünyası bölük pörçük olmuşken fırsat bu fırsat deyip direniş gruplarında bir Sünnilerin liderini bir Şiilerin liderini, üst kademe yönetim liderlerini tek tek suikastla öldürüyor katlediyor.
Bölge ülkelerinin satılmış liderleri sus pus, belki de sinsi bir sevinçle bu katil Amerika’nın bu Katil İsrail'in önünde ellerini ovuşturarak önlerinde el pençe duruyorlar. Sıranın bir gün mutlaka kendilerine gelecegini bildikleri halde hiç bir şey yapmıyorlar. Direnen halkların sesleri cılız kalıyor. Dünya duymak istemiyor.
Türkiye "bölgede yangın var, bu yangın herkesi saracak" diye bağırıyor. Dünya bu sesi duymuyor. İslam alemi, Arap dünyası, bölge liderleri uyuyor, bu sesi duymak istemiyor.
Bu sesleri duymak istemeyen kukla liderleri kendi halkları uyarmalı, sıranın kendilerine gelmeden acilen direnişe geçmeleri gerekir.
Kümese dadanan tilki tavukları bir bir çalıp parçalayıp yerken, bu tavukların renginin kırmızımı, beyaz mı, siyah mı olduğuna bakmıyor. İsrail kendi halkından, ırkından başka hiç bir milleti halkı insan olarak görmüyor.
Şu bir gerçek ki İsrail öldürülen insanların Kürt'mü, Arap'mı, Acem'mi, Türkmen'mi olduğuna da bakmaz. Bunlara hizmet eden bazı gruplar tıpkı kümeste sessiz kalan, ötmeyen horoz misali gibi sıranın kendisine geleceği günü maalesef hesap edememektedir.
Türkiye'nin tüm İslam Alemine birlik beraberlik çağrıları, umarız ki tez zamanda karşılık bulur, beraber hareket etme alanı açar.
Bu direnişin er veya geç mutlaka gerçekleşeceğine inanıyoruz. Her ne kadar siyonist düşüncenin, hayallerinin (vaadedilen topraklarda) tüm bölgeyi işgal etmek olsa da, biz bunun gerçekleşeceğine inanmıyoruz.
Bizde bu lanetli kavmin yine bu bölgede yaptığı zulmün karşılığı olarak, bu coğrafyada helak olacağına, yok olacağına taşların, ağaçların arkasına saklanacağı o güne inanıyoruz. Bunu içtenlikle diliyoruz.
Bir sağdan, bir soldan asılmalara aziz milletimiz nasıl ki ikinci defa geçit vermediyse, Bizimde isteğimiz, dileğimiz, beklentimiz;
Bir Sünni'den bir Şii'den gerçekleşen katliamlarda Alem-i İslâm'ın, Müslümanların geç olsa da uyanacak olmalarıdır, bu savaşa onurla İnşallah dur diyecek olmalarıdır.
Katillere, zalimlere, işgalcilere kendi topraklarında direnişle cevap vererek, savaşarak bu canilerin akıttıkları kanlarda yine onları boğacak olmalarıdır.