Kısa tutacağım bu yazıyı.
Çünkü artık ne görüntülerin ne cesetlerin ne de yazılıp çizilenlerin ölmüş kalpleri diriltemeyeceğine inanmıyorum. Aylardır sakinleşebilmek, yüreğimin yangınını durdurabilmek için Kur’an açık okur bu dönemin insanına nasıl nasihatler edildiğine bakıp durdum. Öyle bir ayet var ki elim titrer ve öylece beklerim. Öyle bir bekleyiş ki, hidayete erenlerin birleştiği bir topluluk/ordu…
Bakara Suresi 171. Ayet;
“İnkârcılara seslenenin durumu, bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyen hayvana haykıran çobanın durumuna benzer. Onlar sağır, dilsiz ve kördürler; çünkü onlar düşünmezler.”.
Bu âyetle ilgili başlıca iki yorum aktarmışlardır:
a) Hayvanın, kendisine seslenen çobanın sesini duyduğu halde ne söylendiğini anlamadığı gibi, kâfir de kendisine açıklanan âyetleri, tebliğ ve davetleri duyar da bunların içerdiği hakikatleri bir türlü anlamaz, bu sebeple de inkârından vazgeçmez.
b) Kâfirlerin söylenenden hiçbir şey anlamayan putlarına yakarışları, çobanın ne söylediğini anlamayan koyunlarına seslenip durmasına benzer.
Ateşkes imzalatın bakalım bu inkarcılara ya da masumlara bomba atmayı bırakın deyin bakalım dinleyecekler mi? İşte cevabını Kur’an bize veriyor. Hayır! Koca bir HAYIR…
Maide Suresi 64. Ayet:
“Yahudiler: “Allah’ın eli bağlı ve sıkıdır” dediler. Elleri bağlansın onu söyleyenlerin, lânet olsun onlara! Hiç de öyle değil, aksine Allah’ın iki eli de açıktır, nasıl dilerse o şekilde ihsân ve ikram eder. Rabbinden sana indirilen âyetler, elbette onların pek çoğunun azgınlığını ve küfrünü daha da artıracaktır. Biz de onların arasına kıyâmet gününe kadar sürüp gidecek düşmanlık, kin ve nefret saldık. Ne zaman savaş için bir fitne ateşi körükledilerse, Allah onu söndürdü. Yine de onlar dünyanın her tarafında sırf bozgunculuk çıkarmak için koşuşturup dururlar. Allah, bozgunculuk yapanları sevmez.”
Enfal Suresi 73. Ayet
“Kâfirler de birbirlerinin dost ve yardımcılarıdırlar. Eğer siz aynı şekilde birbirinize arka çıkmaz ve destek olmazsanız, yeryüzünde ne götürüp ne getireceğini kestiremeyeceğiniz büyük bir fitne, kargaşa ve büyük bir bozgunculuk patlak verir.”
İşte bu ayeti tane tane okuyun, kalbinize nakş edin.
Kafirler bile yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak için birlik olurken biz inanlar bir türlü birlik olamıyoruz. Bugün uyandığımız gibi ateşlerin sönmediği bir yerden haber aldık; Rafah… O kadar masumun, güvenli diye sığındıkları çadırlar bombalanmış. Hem de basit bir bombayla değil bilmem kaç tonluk bombalarla. Dilim varmıyor söylemeye…
Şimdi ellerinizi yüreklerinizin üzerine koyun ve lütfen düşünün, zavallı bir kavim olan, aşağılık bir kavim olan Siyonist Yahudilerin korkak, zayıf, inançsız ordularındaki kayıpların üstünü örtmek için bu masumları bombaladıklarını bilmiyor musunuz? Neden her defasında çocuklar, kadınlar, en savunmasız yerler işgal altında, düşündünüz mü? Çünkü biz zayıfız, zülüm altındaki milletlere yetişecek gücümüzün farkında değiliz. Oysa en korkulan millet biz değil miydik tarih boyunca? Bizi özel kılan neydi? Kur’an’a sıkı sıkıya sarılıyor olmamızdı. İşte yol gösteren Yaratıcı’mız ise; o zaman korku bizim neyimize. Birlik olacağız ve bozguncuları yerle bir edeceğiz…
Çünkü biz şerefli bir milletiz! Saygılarımla…