Gökyüzüne bak, o mavilik o bulutların minik minik hareket edişini izle. İçini kaplayan rahatlama ve sakinliğe odaklan. Ne oldu anlattığım gibi değil mi gökyüzü? Uçak izleri ve ardından güneşi kapatışına sebep olan görüntüyle her şey buhranlı/bulutlu ve kederli mi?
Chemtrails kelimesini belki de çoğunuz daha önce duymamış olabilir ya da komplo teorisi deyip kulak kabartmamış da. Fakat bir şeyi inkar etmek onun var olmayacağı anlamına gelmez. Hadi gelin biraz daha derine inelim ve bakalım spreyleme ne demekmiş.
Bu uçak izleri gibi duran toz bulutunun ya da egzoz bulutu diyelim hadi çok fazla komplocular gibi konuşmayayım. Son 15 yıldır ülkemizde daha sık karşılaşılmaktadır. Hatta birçoğunuzun merak ettiği bu beyaz bulutların ne olduğuna dair aldığı cevaplar da çoğu zaman; “hava durumu ölçülüyor ya da uçağın egzozu” gibi cevaplar olmuştur.
Kimyasal spreyleme dedikleri olay ülkemizde (ilk başlarda ara ara denemelerle başlanmış) 15 yıl önce start verilmiştir. Tabi resmi kaynaklar farklı söylüyor, inanıp inanmamak da sizin tercihiniz.
İfade ettikleri tanımlama; uçak motorlarından çıkan yüksek gaz ısıtmasının birden soğuk havayla teması durumunda çıkardığı beyaz toz bulutuna denir şeklinde ifade etmişlerdir. Fakat yapılan bilimsel çalışmalarda aslında durumun böyle olmadığını ve bu püskürtmelerde ağır metallerin olduğu ispatlanmıştır. Amaç; iklim krizi adı altında güneşle aramızdaki bağlantıyı keserek güneşi gölgeleme yoludur.
Bu kadar net ifade etmemizin sebebi de bilimsel çalışmaların yanında kendilerinin de bunu kabul ediyor olmasıdır.
İklim krizinin (ki bu konuda ayrı bir gerçekliği içinde taşımakta ama biz es geçelim bu konuyu), önüne geçmek için bu spreylemelerin şart olduğunu ifade ediyorlar. Peki, hani bu spreylemeler komplo teorisiydi? Hatta bunun zararlarını anlatan insanlar da adeta vatan haini ilan edilmişlerdi. Habere baktığınızda da 175 bin uçuşun yapılması ve bu uçuşlarda da AEROSOL yani spreyleme gerektiği ifade edilmiştir. Yani artık bunu gizlemiyorlar.
Dikkat eksikliği, huzursuz hissetme, enerji düşüklüğü, sinüzitler, alerjilerin artması, hastalıkların artması, cilt hastalıklarının, kaşıntılar, depresyon belirtileri gibi birçok rahatsızlığın sebebini çok da uzakta aramamak lazımmış.
Özellikle bahar aylarında benim de dahil olmak üzere bir çok insanın polen alerjisi sebebiyle bu ayları zor geçirmektedir. Bahar nezlesinin temel sebebi olarak da polenler gösterilmiştir. Fakat polenlerin alerji yapma özelliği yok ama havada asılı kalan maddeleri tutma özelliği vardır. Havanın kirli olduğu bölgelerde toksik maddeler ile ağaçlardaki polenler (polenlerin alerji özelliği yoktur) karışarak alerjiye sebep olur. Hatta alerjik reaksiyonu olmayan kişilerde alerji riskini arttırır.
Polenler alerji yapıyor olsaydı neden büyüklerimizi bu nezleden bahsetmedi bizlere? Ya da polen nezlesinin ilk teşhis edilip kayıtlara geçtiği tarih neden yok? Son 10 yılda ve Ramazan başından beri artan öksürük, akciğer hastalıkları yine aynı zamanlarda artırılan kimyasal spreyleme mümkün olamaz mı? Pardon stratosferik aerosol enjeksiyonu diyecektim. Sizce bir alakası var mı?
İnsanların bağışıklık sistemi için doğal D vitaminine ihtiyacı vardır. Gökyüzü spreylemesi ile doğal D vitamininden herkes mahrum bırakılıyor. Hiçbir D vitamini desteği güneşten aldığımız D vitaminin yerini tutmaz. Bu sebeple evlere kapatılma ve akabinde ilaçlara bağımlı hale getirilme durumunu da yaşadık pandemi sürecinde. Buna da komplo teorisi diyebilirsiniz tabi… siz bilirsiniz. Fakat bu olayları değerlendirmek ve bize dayatılan tüm bu zorlamaların aslında sebebi üzerinde düşünmek gerekir. O halde medyada duyduğumuz her olaya inanmak ya da konuşturulan her tıp uzmanının ifadelerini salt gerçek olarak kabul etmeli miyiz? Taktir sizin…
Peki çözüm ne olmalı gelin biraz da bu konuyu kısaca anlatayım. Bunun için eskilerin yaptığı gibi yemeklerde kuyruk yağını ve gerçek zeytin yağını kullanmayı, yemeklere baharat ve bitkiler kullanarak doğal beslenme arayışlarına girmeliyiz. Vücut detokslarına dikkat etmeli,hacamat, sülük gibi sünnet tedavi yöntemlerini uygulamaya özen göstermeliyiz. Manevi açıdan iyi gelecek yollara başvurmalıyız (zikir-dua-iyilik yapmak-sevmek- kıymet vermek gibi). Doğayı korumaya çalışmak, gökyüzünde uçuşan kuşların, çiçeklerin üzerine konan arıları mutlulukla izleyip şükretmeyi öğrenmeliyiz. Sinirlenmeme yolları bulmalıyız.
***Kalın sağlıcakla…***.