Şenyaşar ailesinin sürdürdüğü adalet nöbeti kesintisiz devam ediyor. Bu bağlamda Yeşil Sol Parti Şanlıurfa Milletvekili Ferit Şenyaşar, Türkiye Büyük Millet Meclisine araştırma önergesi verdi.
Yeşil Sol Parti Şanlıurfa Milletvekili Ferit Şenyaşar, olayın detaylı araştırılması yönünde meclise sunduğu araştırma önergesinde;’’ 14 Haziran 2018 tarihinde Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde meydana gelen ve Şenyaşar ailesinden 3 kişinin Suruç Devlet Hastanesinde yüzlerce kişi tarafından vahşice katledildiği olayı ile ilgili olarak, söz konusu olayın tüm yönleri ile araştırılması, ihmali olan kamu görevlilerinin tespit edilmesi, adil yargılama ilkesinin işletilmesi, yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi ve adaletin yeniden tahsis edilebilmesi amacıyla Anayasa’nın 98’inci ve İçtüzüğün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince bir Araştırma Komisyonunun kurulmasını arz ve teklif ederiz.’’ İfadeleri yer aldı.
YSP’li vekil Şenyaşar, meclise sunduğu önergede 2018 yılında yaşanan olayı şu şekilde anlattı:
‘’14 Haziran 2018 tarihinde AKP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız ve beraberindeki heyet, Şenyaşar ailesine ait “İstanbul Ucuzluk” adlı işyerine gelmiş ve yaşanan tartışmalar bir arbedeye dönüşerek Yıldız ailesi ve milletvekili korumaları tarafından iş yeri sahiplerine yönelik bir saldırı başlamıştır. İşyerinde meydana gelen silahlı saldırıda Celal Şenyaşar, Adil Şenyaşar, Ferit Şenyaşar, Mehmet Şenyaşar Suruç Devlet Hastanesine götürülmüştür. Hastane önünde bulunan Yıldız ailesi mensupları linç girişimlerine burada da devam etmiştir.
Çocuklarının yaralandığı haberi üzerine hastaneye gelen Hacı Esvet Şenyaşar ve Emine Şenyaşar’a yönelik hastane önünde bulunan güruh tarafından saldırı düzenlenmiştir.
Ailenin hastaneden tahliyesini önlemek isteyen Yıldız ailesi ve yakınları hastane giriş ve çıkışlarını tutmuş, ambulansların camlarını kırarak tekerleklerini patlatmış, araçların anahtarlarını zorla almışlardır.
Yaşanan olaylar neticesinde Hacı Esvet Şenyaşar, hastanede ağır yaralı bulunan Celal Şenyaşar ve Adil Şenyaşar Yıldız ailesi ve yakınları tarafından canice katledilmiştir. Olay sırasında hastanede İl ve İlçe Emniyet Müdürleri, Jandarma, Özel Harekât Polisleri önleyici görevlerini yerine getirememiştir.
Olay Türkiye kamuoyuna terör saldırısı olarak lanse edilerek Yıldız ailesi tarafından yaşatılan vahşetin üzeri örtülmek istenmiştir.
Bu vahşetten 18 ay sonra Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sadece işyerinde yaşanan olaya ilişkin iddianame hazırlanmış, iddianamede Şenyaşar ailesine dönük asıl saldırının yaşandığı hastane boyutuna ise yer verilmemiştir. Yaşanan olayla ilgili saldırının asıl mağduru ve nefsi müdafaa hakkını kullanan Fadıl Şenyaşar’a 37 yıl 9 ay hapis cezası verilmiş fakat saldırganlara yönelik siyasi baskılardan kaynaklı göstermelik bir ceza verilmiştir. Hastanede yaşanan saldırılara ilişkin gizlilik kararı alınmış, Emine Şenyaşar’ın Urfa Adliyesi önünde başlattığı adalet nöbeti sayesinde 4 buçuk yıl sonra hastane katliam iddianame hazırlanabilmiştir. Adil, tarafsız ve bağımsız olması gereken yargıçlar siyasi otoritenin boyunduruğu altında hareket ederek söz konusu davanın üstünün örtülmesine, delillerin karartılmasına zemin hazırlamıştır. Güvenlik gerekçesi ile Malatya’ya alınan davanın savcısı bu süreçte toplamda 11 kez değiştirilmiştir. Olay anında Suruç Devlet hastanesinde bulunan Sağlık Emekçileri olayla ilgili failleri teşhis etmek için çağrılmamış, 4 yıl gibi uzun bir süre sonra failleri tespit etmeleri talep edilmiştir. Celal Şenyaşar ve Adil Şenyaşar’ı katledenler arasında bulunan İbrahim Yıldız 5 yıldır süren yakalama kararına rağmen kendi kimliği ile tedavi olduğu Mersin’de bir özel hastanede yaşamını yitirmiştir. Hacı Esvet Şenyaşar’ın katilleri ve azmettiricileri hakkında bir karar bulunmamaktadır. Hastane kamera kayırları çalındığı iddia edilmekte ve yine ilginç bir tesadüf ile olay günü mobese kameralarının kayıtları bulunamamaktadır.
Vali, Bakan, il/ilçe Emniyet Müdürleri, Polis, Jandarma ve Polis Özel Harekâtın bulunduğu hastanede yüzlerce kişi tarafından düzenlenen ve 3 kişinin vahşice öldürüldüğü saldırıya ilişkin sadece 19 sanık bulunmaktadır.
Bir aşiretin devlet kurumları üzerinde oluşturduğu zapturapt sonrası aydınlatılamayan bu olay hava gibi su gibi ihtiyaç duyulan adalet kavramının başta Şanlıurfa ili olmak üzere tüm Türkiye’de tartışılmasına sebebiyet vermektedir. Bir annenin yıllardır süren adalet nöbeti karşısında hala adaleti bulmamış olması ülke ve ülkeyi yönettiği iddia edenler açısından kara bir leke olarak kalmaya devam edecektir.
Hukukun işletemeyen, adil ve tarafsız yargılama ilkelerine bağlı kalamayan, siyasi otoritenin güdümünden kutulamayan hukuk siteminin bu olayı çözüme kavuşturabilmesi mümkün görülmemektedir. Dolayısı ile Suruç ilçesinde meydana gelen bu vahşetin tüm yönleri ile araştırılması, ihmali olan kamu görevlilerinin tespit edilmesi amacıyla bir araştırma komisyonunun kurulması elzemdir.’’