Viranşehir'de çiftçiler, elektirik kesintilerini protesto etmek amacıyla taşlarla Siverek İle Viranşehir arasındaki yolu trafiğe kapattılar. Viranşehir'de ki çiftçilerin elektrik sorununu gündeme taşıyan Şanlıurfa Barosu, ''Bu sesi duyun! çiftçilerimizi dedaş'in kar politikalarina feda etmeyin'' sözleriyle yetkililere tepki göstererek talepte bulundu.
Şanlıurfa Barosundan konuyla ilgili yapılan açıklamada şu ifadelere yer verdi:
''BU SESİ DUYUN!
ÇİFTÇİLERİMİZİ DEDAŞ'IN KAR POLİTİKALARINA FEDA ETMEYİN
Elektrik hizmetine erişim hakkı uluslararası hukukta genel olarak enerjiye erişim hakkı içinde anılmaktadır. Elektrik hizmetine erişim hakkı ulusal ve uluslararası hukuklarda koruma altına alınmış konut hakkı ve yaşam hakkının bir parçası olarak kabul edilmekte ve bu haklar arasında kurulan bütüncül ilişki nedeniyle de insan onuruna yaraşır yaşam hakkının bir parçası olarak korunması gerekmektedir. Elektrik hizmeti daha geniş anlamıyla enerjinin sağlık, konut ve nihayetinde yaşam hakkını kapsayan pek çok hakla doğrudan ilgili ve ilişkilidir.
Ülkemizde 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu tüketicilerin çağdaş enerjiye kesintisiz ve kaliteli erişimini garanti etmesine rağmen uygulamalar ile halkın enerjiye ulaşım hakkı engellenmektedir.
Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş'nin (DEDAŞ) 2013 yılında özelleştirilmesi sonucunda Güneydoğu Anadolu Bölgesi adeta karanlığa mahkum edilmiş, bölgedeki elektrik enerjisi sorunlarının çözümü de kår politikalarının insafina terk edilmiştir. Şirket tarafından Bölge genelinde dağıtım şebekelerinde sorunları gidermek adına altyapı yatırımı yapmak yerine, kayıp ve kaçak kullanımını gerekçe göstererek, planlı düzenli ve sürekli elektrik kesintileri uygulanmıştır.
İl genelinde DEDAŞ tarafından kaynaklanan elektrik sorunu giderek büyümektedir. Uzun yıllardır devam etmekte olan bu sorun son zamanlarda çiftçilerimiz açısından tahammül edilebilir bir hal olmaktan çıkmıştır. Yaşanan sorun sadece çiftçilerle de sınırlı olmayıp esnaf, zanaatkår, üretici ve tüketiciler gibi geniş bir kitleyi etkilemektedir. Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde olması nedeniyle soğutma ihtiyacı ve ekinlerin sulanmasının çok önemli olduğu bir dönem içerisinde bir bölgenin tamamının saatlerce elektriksiz bırakılması ve bu uygulamanın tüm yerleşim birimlerinde düzen içerisinde gerçekleştirilmesi sonucunda yaşamsal bir hak olan elektrik enerjisinden faydalanma hakkı ihlal edilmektedir.
Yine son yıllarda devam eden DEDAŞ tarafından birçok köyün sulama ve yerleşim yerlerinin elektriği fatura borçlarından dolayı kesilmekte ve çiftçilere ödenmekte olan Destekleme Ödemeleri şirket tarafından fatura alacaklarına karşılık bloke edilmektedir. Bu uygulamalar borçların tahsilinde medeni ve insani bir yöntem değildir.Şanlıurfa'da bir milyon dönümden fazla ekili tarım arazisi bulunmakla birlikte elektrik kesintilerinden kaynaklı su kesintisinden dolayı kuruma tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır. Çiftçiler sulama dönemlerinde sağlıklı elektrik alacakları şekilde ekim planlamalarını yapmalarına rağmen elektrik kurumunca gerçekleşen günlük kesinti saatini aşan kesintiler nedeniyle mağduriyet yaşamaktadır.
Şanlıurfa Barosu olarak defalarca gerek yazılı başvurularımız ve çağrılarımızı duymazdan gelen yetkililere bir kez daha çağrıda bulunarak göreve ve harekete geçmeye davet ediyoruz.
EPDK 'yı mevzuatlara göre yüklendiği görev ve sorumluluklarını yerine getirmeye yaşanmakta olan Elektrik sorununa ilişkin DEDAŞ in mevzuata aykını işlemleri nedeniyle denetlemesini ve yaptırım uygulamasını, halkımızı ikna edecek şeffaf, adil ve tarafsız bir soruşturma yapılmasını ve sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılmasını talep ediyor ve fiili olarak devam eden mağduriyetlerin de en kısa zamanda sonlandırılmasını talep ediyoruz.''
Şanlıurfa Barosundan konuyla ilgili yapılan açıklamada şu ifadelere yer verdi:
''BU SESİ DUYUN!
ÇİFTÇİLERİMİZİ DEDAŞ'IN KAR POLİTİKALARINA FEDA ETMEYİN
Elektrik hizmetine erişim hakkı uluslararası hukukta genel olarak enerjiye erişim hakkı içinde anılmaktadır. Elektrik hizmetine erişim hakkı ulusal ve uluslararası hukuklarda koruma altına alınmış konut hakkı ve yaşam hakkının bir parçası olarak kabul edilmekte ve bu haklar arasında kurulan bütüncül ilişki nedeniyle de insan onuruna yaraşır yaşam hakkının bir parçası olarak korunması gerekmektedir. Elektrik hizmeti daha geniş anlamıyla enerjinin sağlık, konut ve nihayetinde yaşam hakkını kapsayan pek çok hakla doğrudan ilgili ve ilişkilidir.
Ülkemizde 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu tüketicilerin çağdaş enerjiye kesintisiz ve kaliteli erişimini garanti etmesine rağmen uygulamalar ile halkın enerjiye ulaşım hakkı engellenmektedir.
Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş'nin (DEDAŞ) 2013 yılında özelleştirilmesi sonucunda Güneydoğu Anadolu Bölgesi adeta karanlığa mahkum edilmiş, bölgedeki elektrik enerjisi sorunlarının çözümü de kår politikalarının insafina terk edilmiştir. Şirket tarafından Bölge genelinde dağıtım şebekelerinde sorunları gidermek adına altyapı yatırımı yapmak yerine, kayıp ve kaçak kullanımını gerekçe göstererek, planlı düzenli ve sürekli elektrik kesintileri uygulanmıştır.
İl genelinde DEDAŞ tarafından kaynaklanan elektrik sorunu giderek büyümektedir. Uzun yıllardır devam etmekte olan bu sorun son zamanlarda çiftçilerimiz açısından tahammül edilebilir bir hal olmaktan çıkmıştır. Yaşanan sorun sadece çiftçilerle de sınırlı olmayıp esnaf, zanaatkår, üretici ve tüketiciler gibi geniş bir kitleyi etkilemektedir. Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde olması nedeniyle soğutma ihtiyacı ve ekinlerin sulanmasının çok önemli olduğu bir dönem içerisinde bir bölgenin tamamının saatlerce elektriksiz bırakılması ve bu uygulamanın tüm yerleşim birimlerinde düzen içerisinde gerçekleştirilmesi sonucunda yaşamsal bir hak olan elektrik enerjisinden faydalanma hakkı ihlal edilmektedir.
Yine son yıllarda devam eden DEDAŞ tarafından birçok köyün sulama ve yerleşim yerlerinin elektriği fatura borçlarından dolayı kesilmekte ve çiftçilere ödenmekte olan Destekleme Ödemeleri şirket tarafından fatura alacaklarına karşılık bloke edilmektedir. Bu uygulamalar borçların tahsilinde medeni ve insani bir yöntem değildir.Şanlıurfa'da bir milyon dönümden fazla ekili tarım arazisi bulunmakla birlikte elektrik kesintilerinden kaynaklı su kesintisinden dolayı kuruma tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır. Çiftçiler sulama dönemlerinde sağlıklı elektrik alacakları şekilde ekim planlamalarını yapmalarına rağmen elektrik kurumunca gerçekleşen günlük kesinti saatini aşan kesintiler nedeniyle mağduriyet yaşamaktadır.
Şanlıurfa Barosu olarak defalarca gerek yazılı başvurularımız ve çağrılarımızı duymazdan gelen yetkililere bir kez daha çağrıda bulunarak göreve ve harekete geçmeye davet ediyoruz.
EPDK 'yı mevzuatlara göre yüklendiği görev ve sorumluluklarını yerine getirmeye yaşanmakta olan Elektrik sorununa ilişkin DEDAŞ in mevzuata aykını işlemleri nedeniyle denetlemesini ve yaptırım uygulamasını, halkımızı ikna edecek şeffaf, adil ve tarafsız bir soruşturma yapılmasını ve sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılmasını talep ediyor ve fiili olarak devam eden mağduriyetlerin de en kısa zamanda sonlandırılmasını talep ediyoruz.''