18 Kasım’da sendikalaştıkları gerekçesiyle jandarmalar tarafından zorla işten çıkarılan işçiler Uğur Tekstil Fabrikası önünde tekrar işlerine dönebilmek için başlattıkları mücadelelerini sürdürüyorlar.
Haklarını arayan işçiler fabrika önünde toplanarak yeniden direnişe başlandı. İşçiler bir basın açıklaması yaparak süresiz direniş kararı aldıklarını ve 5 Nisan Salı günü Ankara’ya TBMM’ye gideceklerini belirterek mecliste grubu olan bütün partilerle ve vekillerle görüşüp mecliste açıklama yapacaklarını duyurdu.
Uğur Tekstil Fabrikası önünde işten çıkarılan işçiler tarafından gerçekleştirilen basın açıklamasında şu sözler kaydedildi:
''Kıymetli basın emekçileri, çok değerli parti ve kurum temsilcileri buralara kadar gelip sesimize ses, mücadelemize ortak olduğunuz için sizlere minnettarız.
Bütün kamuoyunun da bildiği üzere şuan önünde durduğumuz Uğur Tekstil fabrikasından sendikalı olduğumuz için jandarmalar tarafından zorla çıkarıldık.
4 gün önce yaptığımız basın toplantısında bir eylem planı açıklamıştık. Bu eylem planının ilk maddesi fabrika önünde basın açıklaması yapmaktı ve şuan onu gerçekleştiriyoruz.
Bir önceki basın toplantısında söylediğimiz şeyleri tekrar edip basın açıklamasını bitirmek istiyoruz.
MAĞDUR OLAN DA BİZ, SUÇLU OLANDA BİZLER OLUYORUZ
Fabrikadan zorla çıkarılan bizler, ihanete uğrayan bizler, organize sanayideki bütün fabrikalara isim listemiz dağıtılarak iş bulamayıp sosyal ölüme terk edilen bizler, açlık ile terbiye edilmeye çalışılan bizler ve bütün bunlara rağmen bütün suç bizdeymiş gibi önüne jandarma dikilen yine bizleriz.
NEDEN HAKKIMIZI ARAYINCA SUÇLU DURUMA DÜŞÜYORUZ
Anayasanın 34.maddesini olduğu gibi okuyorum;
Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
Şimdi buradan soruyorum: Anayasayı korumakla görevli kişiler neden bizim bu hakkı kullanmamıza engel oluyor, bu kadar işçiyi mağdur eden patrona değil de neden bize yasak getiriyor!!!!
VİCDANINIZ RAHATMI?...
Evet 18 Kasım günü fabrikadan çıkarıldığımızda da yine bu jandarma ekiplerini görmüştük ve öyle anlaşılıyor ki birbirimizi daha çok göreceğiz, biz geldikçe onlar da gelecek......
Sermayeye, burjuvaziye, kapitalist düzene karşı hakkımız olanı alana dek hep daha yüksek sesle haykıracağız, patronumuz “ hayırsever iş adamı” Hayrı Uğur ve daha sonra dahil olan “hayırsever” olma ihtimalinin yüksek olduğu Sayın Zenderlioglu bu yaptıklarından utanırlar mı acaba, 40 tane ailenin ekmeği ile oynamak hangi kitapta yazar.
MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK
Bedeli ne olursa olsun, aşağıda tekrar hatırlatacağımız taleplerimiz kabul edilene kadar mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.
1)işten atılan bütün işçiler koşulsuz işe alınacak ve dışarda kalan bütün işçilerin işe girişi ve sigorta girişi aynı gün yapılacak.
2)sendikal tazminat davalarından feragat etmemiz isteniyorsa, öncelikle bütün mahkeme ve avukat masrafları işveren tarafından karşılanacak ve bu konuda yazılı güvence istiyoruz.
3)Hayri Uğur’un imzaladığı taahhütnamede de söz verdiği gibi işsiz kaldığımız sürelerin ücretinin tamamının ödenmesini talep ediyoruz. Şu ana kadar geçen sürenin asgari ücrete göre yarısı bile etmeyen 8 bin lirayı kesinlikle kabul etmiyoruz.
Ve son olarak bu üç maddeyi kapsayan bir protokol imzalanmadan hiç bir şeyi kabul etmeyeceğiz.
BİZİM İÇİN DİRENİŞ ŞİMDİ BAŞLIYOR
Artık kaybedecek hiç bir şeyimiz kalmadı. Asıl mücadele şimdi başlıyor. Buradan öncelikle bize bu haksızlığı yapan, defalarca işçileri kandıran, fabrikaya sendika girmesin diye fabrikayı hileli bir şekilde kapatan ve iki ay içinde iki kere işçileri toplu halde işten atan, bunlar da kar etmeyince sendikanın yönetimini satın alan Uğur tekstil patronuna sesleniyoruz.
PATRONLARA ÇAĞRIMIZDIR
Patronun ayak işlerine bakan, mahkemede kendi üyesi işçilere karşı patronun yalancı şahitliğini yaparak sarı sendikacılığın kitabını yeniden yazan DİSK tekstil yöneticilerine de sesleniyoruz. Ve en sonunda patronun ve onun yancısı satılmış sendikanın sözlerine inanarak bizi yüzüstü bırakan, bu fabrikada ürünleri üretilen Zara markasına da sesleniyoruz.
YAPILAN HAKSIZLIĞI HERKESE DUYURACAĞIZ
Daha hiç bir şey görmediniz. Şu ana kadar izlediğiniz direnişimizin fragmanıydı sadece. Asıl film, asıl mücadele şimdi başlıyor. Önümüzde ki Pazar günü, 20 Martta, dostlarımız ile birlikte Diyarbakır forum AVM de bulunan Zara markasının mağazası önünden başlayarak, Zara’nın yakın illerdeki bütün mağazaları önünde eylemler yapacağız. Zara’nın kıyafetlerini diken işçilere yapılan haksızlığı herekse duyuracağız. Sonrasında İstanbul’da Zara’nın Türkiye Ofisi önünde bize destek verecek bütün dostlarımızla birlikte büyük bir eylem yapacağız. Daha şimdiden ülkenin pek çok yerinden kurumlar, emekçi dostlar ve emekten yana insanlar bizlere ulaşarak bu eylemlere destek ve dayanışma sözü veriyorlar.
YAPILAN HAKSIZLIĞI TBMM’YE KADAR TAŞIYACAĞIZ
Ayrıca 5 Nisan Salı günü de Ankara’ya TBMM’ye gideceğiz. Mecliste grubu olan bütün partilerle ve vekillerle görüşüp mecliste açıklama yapacağız.
Hepimize hayırlı olsun
İŞÇİLERİN BİRLİĞİ SERMAYEYİ YENECEK
YAŞASIN İŞ, EKMEK, ÖZGÜRLÜK MÜCADELEMİZ
DİRENE DİRENE KAZANACAĞIZ!
İLGİLİ HABER
İşten Çıkarılan İşçilerle İlgili Önemli Açıklama