HDP EŞ Genel Başkanı Sezai Temelli açıklamasında, “İstinaf Mahkemesinin İstanbul 26’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nin Selahattin Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder ile ilgili verdiği onaylama kararıdır. Zaten 26’ncı Ağır Ceza Mahkemesi yargılama sürecinde birçok usulsüzlüğe hukuksuzluğa imza atan bir mahkemedir. Bu mahkemenin aldığı geçerliliği tartışmalı bir kararın İstinaf Mahkemesince onaylanması tarafımızca kabul edilebilir bir karar değildir, bizim için yok hükmündedir. Çünkü bu kararı bu kadar alelacele aldıran mesele Cumhurbaşkanının açık talimatıdır. Bilindiği gibi, AİHM Selahattin Demirtaş hakkında çok net bir karar vermiştir. Tutukluluk halinin derhal sona ermesi yönünde karar vermiştir. Karar o denli kapsayıcıdır ki, siyaset yapma hakkının gasp edildiği yönünde bir karardır ve emsal niteliğindedir.
"Yargı Erdoğan’ın talimatını yerine getirdi"
AİHM kararının açıklandığı gün Cumhurbaşkanı bu kararı tanımadığını ve gereğinin yapılacağını söylemiştir. Yargıya açıkça talimat vermiştir. Uzun süredir Türkiye’de yargının bağımsız ve tarafsızlığını yitirdiğini dile getirdik. Bu konuda hukuk dışı pek çok kararı teşhir ettik ancak bu tür bir kararla ilk kez karşılaştık. AİHM kararını inceleyecek olan 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi süreci oyalayarak, tahliye kararı vermeyerek bu kararı beklediğini açıklamıştı. Bu karar dün geldi. Biz bu kararı tanımıyoruz yok hükmündedir. Adalet bırakın tecelli edilmeyi, yok sayılmıştır, adalet mahkeme salonlarından dışlanmıştır. O adalet bir gün o salonlara geri dönecek o zaman bu suçu işleyenler, bu suça ortak olanlar o zaman adaletin var olduğu salonlarda yargılanacaklar, hesap verecekler. Bu suça bu ülkenin yargıçları ortak olmuşlardır. Yargıçlar bir parti üyesi gibi hareket etmektedirler, parti genel başkanından aldıkları talimatları hayata geçirmektedirler. Türkiye bu denli hukuk garabetinin yaşandığı bir ülkeye dönüşmüştür. Bu, bu ülkenin ayıbı ve utancıdır. Bundan hep birlikte kurtulmamız lazım, bunun için bu adalet ve demokrasi mücadelesine güç katmamız lazım. Sesimizi çıkarmamız lazım. Faşizmin mahkemelerine karşı hep birlikte adalet mücadelesini açığa çıkarmamız ve bu mücadelenin yanında yer almamız lazım. Adaletsizlik her yerde.”ifadelerini kullandı.
"Yargı Erdoğan’ın talimatını yerine getirdi"
AİHM kararının açıklandığı gün Cumhurbaşkanı bu kararı tanımadığını ve gereğinin yapılacağını söylemiştir. Yargıya açıkça talimat vermiştir. Uzun süredir Türkiye’de yargının bağımsız ve tarafsızlığını yitirdiğini dile getirdik. Bu konuda hukuk dışı pek çok kararı teşhir ettik ancak bu tür bir kararla ilk kez karşılaştık. AİHM kararını inceleyecek olan 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi süreci oyalayarak, tahliye kararı vermeyerek bu kararı beklediğini açıklamıştı. Bu karar dün geldi. Biz bu kararı tanımıyoruz yok hükmündedir. Adalet bırakın tecelli edilmeyi, yok sayılmıştır, adalet mahkeme salonlarından dışlanmıştır. O adalet bir gün o salonlara geri dönecek o zaman bu suçu işleyenler, bu suça ortak olanlar o zaman adaletin var olduğu salonlarda yargılanacaklar, hesap verecekler. Bu suça bu ülkenin yargıçları ortak olmuşlardır. Yargıçlar bir parti üyesi gibi hareket etmektedirler, parti genel başkanından aldıkları talimatları hayata geçirmektedirler. Türkiye bu denli hukuk garabetinin yaşandığı bir ülkeye dönüşmüştür. Bu, bu ülkenin ayıbı ve utancıdır. Bundan hep birlikte kurtulmamız lazım, bunun için bu adalet ve demokrasi mücadelesine güç katmamız lazım. Sesimizi çıkarmamız lazım. Faşizmin mahkemelerine karşı hep birlikte adalet mücadelesini açığa çıkarmamız ve bu mücadelenin yanında yer almamız lazım. Adaletsizlik her yerde.”ifadelerini kullandı.