CHP İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal ile CHP’li milletvekili arkadaşları, okullardaki açlık ve sağlıklı beslenme, kantin fiyatlarındaki fahiş artış sorununa yönelik araştırma önergesi hazırlayarak, Meclis’i üzerine düşen görevi yapmaya davet etti.
Tanal ve vekil arkadaşları, Türkiye’de ekonomik krizin, rutin hale gelen zamların, pahalılığın tetiklediği okuldaki açlığın, eğitimin temel sorunlarından biri haline geldiğini, gözümüz gibi bakmamız gereken çocuklarımızın okullarında gıdaya erişemediğini, aç kaldığını vurgulayarak, okuldaki açlık sorununun ardında yatan temel sebeplerin, giderek artan okul kantinlerindeki fahiş artışların ve fiyatların temelindeki nedenlerin, yüksek kantin fiyatlarının çocuklar üzerindeki etkilerinin araştırılması, çözüm önerilerinin belirlenmesi, gerekli önlemlerin alınması amacıyla Meclis Araştırması açılmasını talep etti.
DEVLETİN EN ASLİ GÖREVİ
Tanal ve diğer CHP’li milletvekili arkadaşlarının, Meclis bünyesinde araştırma komisyonu kurulması amacıyla TBMM Başkanlığı’na sunduğu önergenin gerekçesinde, bir ülkenin, bir milletin geleceğinin, genç neslin nasıl yetiştirildiği ve genç nesle yapılan yatırımlarla doğrudan ilgili olduğu vurgulandı.
“Dolayısıyla bir devletin en temel asli görevlerinden biri de toplumun geleceği olan çocukların en temel gereksinimlerine olan ulaşımını temin etmektir” denilen gerekçede, Çocukların temel gereksinimlerinin en başında ise yeterli ve sağlıklı beslenme olanağı yer almaktadır. Özellikle bedensel ve zihinsel gelişme sürecinin en önemli ve en hızlı döneminde olan çocuklar için beslenme, bugün ve gelecekte fiziksel ve sosyal açıdan daha kaliteli yaşam sürdürebilmeleri açısından büyük önem arz etmektedir. Bu nedenledir ki ülkemizin de taraf olduğu birçok uluslararası sözleşmede çocuk hak ve özgürlükleri temelinde, çocuğun beslenme hakkına yönelik birçok emredici hüküm yer almaktadır” ifadelerine yer verildi.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilen ve Türkiye’nin de taraf olduğu BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin, çocukların korunması için evrensel standartları belirlediğine, çocukların durumlarını iyileştirmeyi hedef alan programlar için bir hukuki çerçeve oluşturduğuna dikkat çekilen gerekçede, Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesinde taraf devletin çocuğun bakım ve korunması hususunda gerekli önlemleri alması gerektiğinin, sözleşmenin 4. maddesinde, çocuğun ekonomik, sosyal ve kültürel haklarına ilişkin kaynakları geniş çapta tutması gerektiğinin, 6. maddesinde yaşam hakkı temelinde çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için mümkün olan azami çabayı göstereceğinin, 24. maddede ise çocukların yetersiz beslenmesi ile mücadele edilmesi gerektiğinin hüküm altına alındığı kaydedildi. ÇOCUKLAR OKULA AÇ GİDİYOR, OKULDA AÇ KALIYOR
Tanal ve arkadaşlarının imzasını taşıyan araştırma önergesinin gerekçesinde, çocukların ev dışındaki zamanlarının büyük bir bölümünü okul ortamlarında geçirdiği belirtilerek, “Okullar aynı zamanda fiziksel ve bilişsel aktivitelerin yoğunlaştığı, bu yoğunlaşmaya bağlı olarak da bireyin besin ihtiyacının arttığı mekânlardır. Bu ihtiyaçtan hareketle okullar çocuklara sadece dengeli ve sağlıklı beslenmenin teorik olarak anlatıldığı değil; bu hizmetin sunulması yoluyla sağlıklı beslenme alışkanlığının kazandırıldığı yerler olmalıdır. Ancak bu konudaki somut veriler, ülkemizde okul çağı çocuklarının çoğunun okula aç gittiğini göstermektedir. Bu durumda çocuğun beslenme ihtiyacının okulda nasıl karşılandığı sorunu gündeme gelmektedir.” değerlendirmesi yapıldı.
Öğrencilerin okula aç gitmesinin, okulda aç kalmasının büyük bir soruna dönüştüğünün altınız çizildiği gerekçede, şöyle devam edildi: “Ülkemizdeki ekonomik kriz, rutin hale gelen zamlar, halkın alım gücünün düşmesi, pahalılık, yüksek enflasyon durumu ve katlanarak artışı, ülkemizin acı gerçeklerinden biri haline gelmiştir. Bu durum hayatın her alanına sirayet ederek insanlarımın özellikle de çocuklarımızın geleceğini tehdit eder hale getirmiştir. Öyle ki çocuklarımızın yetiştirildiği, hayata hazırlandığı okullarımızda çocukların en temel ve vazgeçilemez gereksinimi olan beslenme hususundaki pahalılık gün geçtikçe daha da büyük bir sorun haline gelmiştir. Maalesef gözümüz gibi korumamız gereken çocuklarımız, okullarında gıdaya erişememektedir. Ekonomik krizin, zamların, pahalılığın, alım gücünün düşmesinin tetiklediği okuldaki açlık, eğitimin temel sorunlarından biri haline gelmiştir. Okul kantinlerinde en ucuz besin olan tost dahi öğrenciler açısından ulaşılamaz, lüks bir gıda ürününe dönüşmüştür. Sınıfta açlıktan bayılan, öğünü musluktan su içerek geçiren, okula bir parça kuru ekmek götüren çocuklara dair haberlere her gün yenisi eklenmektedir.” OKULDA ÜCRETSİZ YEMEĞİ İKTİDAR REDDEDİYOR
Yoksulluğa itilen ailelerin, artık çocuklarına beslenme çantası da hazırlayamadığına işaret edilen gerekçede, “Okuldaki açlık sorununu çözmek için devlet tarafından okullarda öğrencilere bir öğün sağlıklı ve ücretsiz yemek verilmesi yönündeki talebimiz, iktidar kanadı tarafından ısrarla reddedilmektedir” denildi.
Tanal ve vekil arkadaşları, Türkiye’de ekonomik krizin, rutin hale gelen zamların, pahalılığın tetiklediği okuldaki açlığın, eğitimin temel sorunlarından biri haline geldiğini, gözümüz gibi bakmamız gereken çocuklarımızın okullarında gıdaya erişemediğini, aç kaldığını vurgulayarak, okuldaki açlık sorununun ardında yatan temel sebeplerin, giderek artan okul kantinlerindeki fahiş artışların ve fiyatların temelindeki nedenlerin, yüksek kantin fiyatlarının çocuklar üzerindeki etkilerinin araştırılması, çözüm önerilerinin belirlenmesi, gerekli önlemlerin alınması amacıyla Meclis Araştırması açılmasını talep etti.
DEVLETİN EN ASLİ GÖREVİ
Tanal ve diğer CHP’li milletvekili arkadaşlarının, Meclis bünyesinde araştırma komisyonu kurulması amacıyla TBMM Başkanlığı’na sunduğu önergenin gerekçesinde, bir ülkenin, bir milletin geleceğinin, genç neslin nasıl yetiştirildiği ve genç nesle yapılan yatırımlarla doğrudan ilgili olduğu vurgulandı.
“Dolayısıyla bir devletin en temel asli görevlerinden biri de toplumun geleceği olan çocukların en temel gereksinimlerine olan ulaşımını temin etmektir” denilen gerekçede, Çocukların temel gereksinimlerinin en başında ise yeterli ve sağlıklı beslenme olanağı yer almaktadır. Özellikle bedensel ve zihinsel gelişme sürecinin en önemli ve en hızlı döneminde olan çocuklar için beslenme, bugün ve gelecekte fiziksel ve sosyal açıdan daha kaliteli yaşam sürdürebilmeleri açısından büyük önem arz etmektedir. Bu nedenledir ki ülkemizin de taraf olduğu birçok uluslararası sözleşmede çocuk hak ve özgürlükleri temelinde, çocuğun beslenme hakkına yönelik birçok emredici hüküm yer almaktadır” ifadelerine yer verildi.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilen ve Türkiye’nin de taraf olduğu BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin, çocukların korunması için evrensel standartları belirlediğine, çocukların durumlarını iyileştirmeyi hedef alan programlar için bir hukuki çerçeve oluşturduğuna dikkat çekilen gerekçede, Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesinde taraf devletin çocuğun bakım ve korunması hususunda gerekli önlemleri alması gerektiğinin, sözleşmenin 4. maddesinde, çocuğun ekonomik, sosyal ve kültürel haklarına ilişkin kaynakları geniş çapta tutması gerektiğinin, 6. maddesinde yaşam hakkı temelinde çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için mümkün olan azami çabayı göstereceğinin, 24. maddede ise çocukların yetersiz beslenmesi ile mücadele edilmesi gerektiğinin hüküm altına alındığı kaydedildi. ÇOCUKLAR OKULA AÇ GİDİYOR, OKULDA AÇ KALIYOR
Tanal ve arkadaşlarının imzasını taşıyan araştırma önergesinin gerekçesinde, çocukların ev dışındaki zamanlarının büyük bir bölümünü okul ortamlarında geçirdiği belirtilerek, “Okullar aynı zamanda fiziksel ve bilişsel aktivitelerin yoğunlaştığı, bu yoğunlaşmaya bağlı olarak da bireyin besin ihtiyacının arttığı mekânlardır. Bu ihtiyaçtan hareketle okullar çocuklara sadece dengeli ve sağlıklı beslenmenin teorik olarak anlatıldığı değil; bu hizmetin sunulması yoluyla sağlıklı beslenme alışkanlığının kazandırıldığı yerler olmalıdır. Ancak bu konudaki somut veriler, ülkemizde okul çağı çocuklarının çoğunun okula aç gittiğini göstermektedir. Bu durumda çocuğun beslenme ihtiyacının okulda nasıl karşılandığı sorunu gündeme gelmektedir.” değerlendirmesi yapıldı.
Öğrencilerin okula aç gitmesinin, okulda aç kalmasının büyük bir soruna dönüştüğünün altınız çizildiği gerekçede, şöyle devam edildi: “Ülkemizdeki ekonomik kriz, rutin hale gelen zamlar, halkın alım gücünün düşmesi, pahalılık, yüksek enflasyon durumu ve katlanarak artışı, ülkemizin acı gerçeklerinden biri haline gelmiştir. Bu durum hayatın her alanına sirayet ederek insanlarımın özellikle de çocuklarımızın geleceğini tehdit eder hale getirmiştir. Öyle ki çocuklarımızın yetiştirildiği, hayata hazırlandığı okullarımızda çocukların en temel ve vazgeçilemez gereksinimi olan beslenme hususundaki pahalılık gün geçtikçe daha da büyük bir sorun haline gelmiştir. Maalesef gözümüz gibi korumamız gereken çocuklarımız, okullarında gıdaya erişememektedir. Ekonomik krizin, zamların, pahalılığın, alım gücünün düşmesinin tetiklediği okuldaki açlık, eğitimin temel sorunlarından biri haline gelmiştir. Okul kantinlerinde en ucuz besin olan tost dahi öğrenciler açısından ulaşılamaz, lüks bir gıda ürününe dönüşmüştür. Sınıfta açlıktan bayılan, öğünü musluktan su içerek geçiren, okula bir parça kuru ekmek götüren çocuklara dair haberlere her gün yenisi eklenmektedir.” OKULDA ÜCRETSİZ YEMEĞİ İKTİDAR REDDEDİYOR
Yoksulluğa itilen ailelerin, artık çocuklarına beslenme çantası da hazırlayamadığına işaret edilen gerekçede, “Okuldaki açlık sorununu çözmek için devlet tarafından okullarda öğrencilere bir öğün sağlıklı ve ücretsiz yemek verilmesi yönündeki talebimiz, iktidar kanadı tarafından ısrarla reddedilmektedir” denildi.