
Araştırma ile Türkiye'de çocuk politikalarının geliştirilmesine temel teşkil etmek üzere çocuk nüfusa ilişkin güncel verileri derlemek, ulusal veri ihtiyaçlarını gidermek ve araştırma sonuçlarından çocuk refahı ile ilgili uluslararası karşılaştırılabilir istatistikleri üretmek amaçlandı.
Araştırmanın alan uygulaması, 10 Ekim-16 Aralık 2022 tarihleri arasında Türkiye genelinde TÜİK tarafından gerçekleştirildi.
Araştırma kapsamında, içinde 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunan 9 bin 10 hane örnek hane olarak belirlenmiştir. Bu hanelerde yaşayan 0-17 yaş grubundaki 14 bin 705 çocuk ile ilgili bilgiler, annelerinden (annenin aynı evde yaşamadığı, hayatta olmadığı vb. durumlarda çocuğa temel bakım veren baba, babaanne, anneanne, teyze, hala vb. hanehalkı üyesinden) alınmıştır. Annelerden/temel bakım verenlerden 0-17 yaş grubundaki tüm çocukları için eğitim, yaşam koşulları, erken çocukluk gelişimi, sağlık, engellilik, çocuk işlevselliği, okul yaşam kalitesi, ebeveyn katılımı, emzirme ve beslenme, sosyal ve kültürel katılım, çocuk işçiliği ve çocuk disiplini konularında bilgiler alındı.
Ayrıca, 13-17 yaş grubundaki 4 bin 72 çocuğa ayrı bir soru formu uygulanarak aile hayatı, okul hayatı, çocuk hakları ve çocuk katılımı konularında bilgiler derlendi.
Araştırma sonuçlarından elde edilen temel bilgiler aşağıda verilmiştir.
Kendine ait odası olan çocukların oranı %34,0 oldu
Kendine ait odası olan çocukların oranı %34,0 iken kendine ait odası olmayan çocuklar arasında, uyumak için kullandığı odayı bir hanehalkı üyesi ile paylaşanların oranı %29,4, iki veya daha fazla hanehalkı üyesi ile paylaşanların oranı ise %36,6 oldu.
Kendine ait odası olan çocukların oranı yaş grubuna göre incelendiğinde, yaş ilerledikçe kendine ait odası olan çocukların oranının arttığı görüldü. Bu oran 0-1 yaş grubunda %23,4 iken 15-17 yaş grubunda %45,3 oldu.
Kendine ait odası olan çocukların oranı annenin/temel bakım verenin eğitim durumuna ve hanenin gelir durumuna göre incelendiğinde, annenin/temel bakım verenin eğitim düzeyi arttıkça ve hanenin geliri yükseldikçe kendine ait odası olan çocukların oranının arttığı görüldü.
Günde en az bir defa diş fırçalayan 3-17 yaş grubundaki çocukların oranı %66,5 oldu
Anneleri/temel bakım verenleri tarafından günde en az bir defa diş fırçaladığı belirtilen 3-17 yaş grubundaki çocukların oranı %66,5 oldu.
Diş fırçalama oranları cinsiyete göre incelendiğinde, kız çocukların erkek çocuklara göre daha fazla diş fırçalama oranına sahip olduğu görüldü. Günde bir defa diş fırçaladığı belirtilen 3-17 yaş grubundaki kız çocukların oranı %36,7 iken erkek çocukların oranı %34,1 oldu. Günde bir defadan fazla diş fırçaladığı belirtilen 3-17 yaş grubundaki kız çocukların oranı %36,7 iken erkek çocukların oranı %26,0 oldu.
Diş fırçalama oranları yaş gruplarına göre incelendiğinde, yaş ilerledikçe diş fırçalayan çocukların oranının arttığı görüldü. Günde bir defadan fazla diş fırçaladığı belirtilen 3-5 yaş grubundaki çocukların oranı %21,3 iken 13-17 yaş grubundaki çocukların oranı %39,3 oldu.
Anneleri/temel bakım verenleri tarafından haftada en az bir kez banyo yaptığı belirtilen 3-17 yaş grubundaki çocukların oranı %99,9 iken haftada en az iki kez banyo yaptığı belirtilen çocukların oranı %88,9 oldu.
Yürüyüş/koşu yapan 4-17 yaş grubundaki çocukların oranı %14,1 oldu
Son bir hafta içinde en az bir gün, günde en az bir saat yapılan sportif faaliyetler incelendiğinde, anneleri/temel bakım verenleri tarafından 4-17 yaş grubundaki çocukların %14,1'inin yürüyüş/koşu yaptığı, %7,6'sının futbol oynadığı, %4,0'ünün bisiklet sürdüğü, %1,8'inin voleybol oynadığı, %1,5'inin basketbol oynadığı, %5,8'inin ise diğer sportif faaliyetleri yaptığı görüldü.
Çocukların yaptığı sportif faaliyetler cinsiyete göre incelendiğinde, 4-17 yaş grubundaki erkek çocukların en fazla yaptığı sportif faaliyet %14,3 ile futbol oynamak oldu. Bu faaliyeti %13,1 ile yürüyüş/koşu yapma, %5,1 ile bisiklet sürme izledi. Aynı yaş grubundaki kız çocukların en fazla yaptığı sportif faaliyet %15,2 ile yürüyüş/koşu yapmak oldu. Bu faaliyeti %3,4 ile voleybol oynama, %2,9 ile bisiklet sürme izledi.
Konsantre olmada zorluk yaşayan 5-17 yaş grubundaki çocukların oranı %1,4 oldu
İlgili işlev alanında çok zorlanan veya hiç yapamayan çocuklar incelendiğinde, anneleri/temel bakım verenleri tarafından görmede zorluk yaşadığı belirtilen 5-17 yaş grubundaki çocukların oranının %1,0, duymada zorluk yaşadığı belirtilen aynı yaş grubundaki çocukların oranının %0,2, yürümede zorluk yaşadığı belirtilen çocukların oranının %1,1, kendi özbakımını yapmada zorluk yaşadığı belirtilen çocukların oranının ise %0,9 olduğu görüldü.
Anneleri/temel bakım verenleri tarafından iletişim kurmada zorluk yaşadığı belirtilen 5-17 yaş grubundaki çocukların oranının %0,8, öğrenmede zorluk yaşadığı belirtilen aynı yaş grubundaki çocukların oranının %1,5, hatırlamada zorluk yaşadığı belirtilen çocukların oranının %1,1, konsantre olmada zorluk yaşadığı belirtilen çocukların oranının ise %1,4 olduğu görüldü. Değişikliği kabul etmede zorluk yaşadığı belirtilen çocukların oranı %2,1, davranış kontrolünü sağlamada zorluk yaşayan çocukların oranı %1,6, arkadaş edinmede zorluk yaşayan çocukların oranı ise %2,1 oldu.
Anneleri/temel bakım verenleri tarafından her gün kaygı yaşadığı belirtilen 5-17 yaş grubundaki çocukların oranı %7,3 iken her gün depresyonda hissettiği belirtilen aynı yaş grubundaki çocukların oranı ise %4,7 oldu.
Okul derslerinin baskısı altında hisseden 6-17 yaş grubundaki çocukların oranı %13,4 oldu
Anneleri/temel bakım verenleri tarafından okul derslerinin baskısı altında hissettiği belirtilen 6-17 yaş grubundaki çocukların oranı %13,4 oldu. Okul derslerinin baskısı altında hissettiği belirtilen 6-17 yaş grubundaki erkek çocukların oranı %12,7 iken aynı yaş grubundaki kız çocukların oranı ise %14,1 oldu.
Çocukların okul derslerinin baskısı altında hissetme oranının %14,3 ile en yüksek 15-17 yaş grubunda olduğu görüldü. Okul derslerinin baskısı altında hissettiği belirtilen 6-9 yaş grubundaki çocukların oranının %12,1, 10-12 yaş grubundaki çocukların oranının %14,0, 13-14 yaş grubundaki çocukların oranının ise %13,8 olduğu görüldü.
Ebeveynlerin ev ödevlerine yardım ettiği 6-17 yaş grubundaki çocukların oranı %54,8 oldu
Anneleri/temel bakım verenleri tarafından ebeveynlerinin ayda en az bir kez ödevlerine yardım ettiği belirtilen çocukların oranı %54,8 oldu. Çocukların yaşları ilerledikçe, ebeveynlerin çocukların ev ödevlerine yardım etme oranının azaldığı görüldü. Ebeveynlerinin ayda en az bir kez ödevlerine yardım ettiği belirtilen 6-9 yaş grubundaki çocukların oranı %82,8 iken 15-17 yaş grubundaki çocukların oranı %23,1 oldu.
Anneleri/temel bakım verenleri tarafından ebeveynleri ile birlikte ayda en az bir kez okul durumları hakkında konuştukları belirtilen 6-17 yaş grubundaki çocukların oranı %89,7, kitap, film veya televizyon programları hakkında konuştukları belirtilen çocukların oranı %69,9, kütüphaneye veya kitapçıya gittiği belirtilen çocukların oranı ise %28,5 oldu.
Üzüntülerini ve sevinçlerini paylaşabildiği arkadaşları olan çocukların oranı %85,0 oldu
Üzüntülerini ve sevinçlerini paylaşabildiği arkadaşları olan 13-17 yaş grubundaki çocukların oranı %85,0 oldu. Sorunları hakkında arkadaşları ile konuşabilen 13-17 yaş grubundaki çocukların oranının %80,3, arkadaşlarının gerçekten kendilerine yardım etmeye çalıştıklarını belirten aynı yaş grubundaki çocukların oranının %78,1, işler ters gittiğinde arkadaşlarına güvenebildiğini belirten çocukların oranının ise %71,7 olduğu görüldü.
Okulda kendini dışlanmış hissettiğini belirten 13-17 yaş grubu çocukların oranı %6,8 oldu
Okulda kolayca arkadaş edinebildiğini belirten 13-17 yaş grubundaki çocukların oranı %73,2 iken kendini okula ait hisseden aynı yaş grubundaki çocukların oranı %72,4 oldu. Diğer öğrencilerin kendini seviyor gibi göründüğünü belirten 13-17 yaş grubundaki çocukların oranı %55,6, okulda kendini garip ve yabancı hissettiğini belirten 13-17 yaş grubundaki çocukların oranı %8,8, okulda kendini yalnız hissettiğini belirten çocukların oranı ve okulda kendini dışlanmış hisseden çocukların oranı %6,8 oldu.
Sınava iyi hazırlanmış olsa bile kendini çok endişeli hissettiğini belirten 13-17 yaş grubundaki çocukların oranı %50,5 oldu. Bu oran aynı yaş grubu erkek çocuklarda %43,9 iken kız çocuklarda %57,6 oldu.