Damdan düşer gibi gelen bu cümlenin içerdiği dilbilimsel hatayı göz ardı ederek irdeleyelim.
Ülkemizde toplumun % 90,ı aç ve lümpen. Cebinde beş kuruş parası olmadığı halde son seri cep telefonu alanlar da, kazandığı ilk parayla son model Mercedes alanlar da aynı…
Neden biliyor musunuz?
Çünkü bizim millet eziktir. Ezik olduğu İçin de hayatı hep ezme ve ezilme doğrultusunda görür.
Son seri yeni bir cep telefonu alır. Çünkü yeni bir cep telefonu alamayan birini ezmek ister. Son model bir Mercedes alır çünkü son model bir Mercedes alamayan bir tanıdığını, Mercedes’in tekeri ile dilim dilim doğramak ister. İşte budur Türkiye’nin gerçeği !…
Bir arkadaşım iş dünyasında çalışan biri için en iyi yatırım aracının son model bir Porsche olduğunu söylemişti. Çünkü demişti ki eğer bir Porsche sahibiysen muhasebe müdürünü öyle ezersin ki en yüksek zammı alırsın. Eğer patrona gidip, evde çoluk çocuk aç edebiyatı yaparsan tek kuruş zammı bile aklından geçirme.
Aç, ancak lümpen anlayışının icat ettiği insan sıkacağı diye bir makina yaratıldı. Bu makina karizma ile çalışıyor. Karizma oluşturan temel unsurlar ise şunlardır:
Her lafın arasına aristokrat, astronomi, felsefe ve birer yabancı sözcük sokuşturmak bu süreçte muhatabını mevzudan uzak tutmak suretiyle, ezerek üstünlük devşirir.
Yine aynı arkadaşım şöyle anlatıyor.!
Türkiye’nin sayılı zenginlerinden birine sunum yapmaya gitmiştik. Adamın çalışma odası oturduğum evin üç katı kadar büyüktü.
Bizle birlikte gelen patronum, sunum boyunca bu adamı portakal gibi ezdi. Bunu o kadar doğal ve kayıtsız bir şekilde yapıyordu ki ev sahibimiz deri koltuğundan aşağıya kaymaya başladı.
Sıra anlatmaya geldi. Üzerinde üç gün boyunca çalıştığım mantık önermeleri zincirini herkes esneyerek dinledi. Sonunda işi aldık ama benim dahice fikirlerim yüzünden değil, patronumun gösterdiği inanılmaz karizma yüzünden.
Dönüşte bize şöyle dediğini hatırlıyorum:
Bu hıyarın babası yirmi sene önce çift sürüyordu. Bakmayın havasına…
Aslında ezik herifin tekidir.
Lyon'da da özel bir üniversitede öğrenci olduğunu ancak Koç Üniversitesi'ne geldikten sonra gösteriş kültürü ile karşılaştığını öne süren Léa'ya göre Fransa'da varlıklı biriyseniz bu durumu saklamanız gerekiyor. Fransa ile ilgili insanların aklında yanlış bir algı olduğunu düşünen konuğumuz, üniversiteden mezun olduktan sonra evlenmek ve borçlanıp ev sahibi olmak gibi çeşitli kültürel baskıların hissedildiğini anlatıyor.
Dilinize, yüreğinize ve kaleminize sağlık