Saadet Partisi’nin İstanbul’da Haliç Kongre Merkezinde düzenlediği Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı Anma Töreni’nde konuşan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Erbakan Hoca’nın davasının İslam, gayesinin Allah’ın rızasını kazanmak, hedefinin ise hak nizamı kurmak olduğunu söyledi.
Türkiye 54. Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca’yı anlatan Yapıcıoğlu, “Merhum Erbakan Hoca en yalın anlatımla şu şekilde tarif edilmesi mümkündür. O, güzel bir insan samimi bir Müslümandı. İslam’ı sadece şekli ibadetlerden ibaret görmezdi. Böyle olmadığını bilir, bizlere de anlatırdı. İslam’ın; itikat, ibadet, ahlak, siyaset, iktisat, eğitim, kültür ve muamelat gibi hayatın kişisel ve toplumsal bütün yönlerini kapsayan bir hayat nizamı olduğunu anlatıyordu.” dedi.
“Erbakan Hoca, yılgınlık ve ümitsizliğe asla düşmedi, düşmezdi. Azimli bir davetçiydi. Ümmetçiydi”
Erbakan Hoca’nın Müslümanların idarede söz sahibi olmalarının yolunu açtığını vurgulayan Yapıcıoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Onun cümleleriyle ifade etmek gerekirse, ’İslam, 5 temel üzerine bina edilmiş hakikat sarayıdır ve hayat programıdır. Zira bir kısmına inanmak ve yaşamak İslam değildir. Siyasetten uzak duran Müslümanları ya da uzak tutulmak istenen İslami hassasiyet sahibi insanları hakkın hakimiyeti için çalışmamak ile batılın hakimiyeti için çalışmak arasında fark yoktur.’ diyerek siyasette aktif rol almaya teşvik etti. ‘Siyaseti önemsemeyen Müslümanları, Müslümanları önemsemeyen siyasetçiler yönetir.’ diyerek Müslümanları siyasete dahil olma hususunda ikna etti. Müslümanlara idarede söz sahibi olmalarına giden yolu açtı. O yolu adımlayanların İslami hassasiyetleri muhafaza ve iyi örneklik ortaya koyma sorumlulukları ve mecburiyetleri vardır. İyi örneklik İslami şuurun oluşmasında lokomotif rolü oynar, çarpan etkisi yapar. Aksi de çok menfi tesir eder ve vebali de çok ağır olur.”
Erbakan Hoca’nın Antiemperyalist ve Antisiyonist olduğunu hatırlatan Yapıcıoğlu, “Erbakan Hocamız, emperyalizmin her türlüsüne karşıydı. ‘Dünyayı ezen sömürü canavarının beyni siyonizm, kalbi Haçlı Avrupa, sağ kolu Amerika, sol kolu Rusya’dır.’ derdi. Erbakan Hoca her daim ümit vardı. Yılgınlık ve ümitsizliğe asla düşmedi, düşmezdi. Azimli bir davetçiydi. Ümmetçiydi. Müslümanlar arasında birlik ve beraberliği önemserdi. Kudüs Davası, Afganistan, Bosna Hersek, Keşmir ve diğer işgal altındaki toprakların hürriyetine kavuşması için sürekli bir çaba ve gayret içerisindeydi. D-8, bu gayretin sonucu ve hedefinin basamaklarından bir tanesiydi.” şeklinde konuştu.
“Merhum Erbakan Hocamız İslam’ın bir hayat nizamı olduğunu söylerdi”
Erbakan Hocanın dilinden İslam’ın bir hayat nizamı olduğunu anlatan Yapıcıoğlu, “Merhum Erbakan Hocamız İslam’ın bir hayat nizamı olduğunu herkesin anlayacağı bir dil ve kendisine has üslubuyla şöyle anlatıyordu, Milli Görüş Hareketi’ni başlattığımız ilk günlerde muarızlarımız bize şunu diyorlardı; Bu ülkede camiler açık değil mi? İsteyen namazını kılmıyor mu? Mevlit okutmuyor mu? İsteyen oruç tutup Hacca gitmiyor mu? Karışmıyoruz, herkes serbest. Peki daha ne istiyorsunuz. Bizde onlara şu cevabı veriyorduk; avcılar tüyleri güzel bir kuş avladıklarında bu kuşu toprağa gömmek istemezler. İçini boşaltırlar saman doldurup baş köşesine koyarlar. Okullarda, müzelerde içinin saman ile doldurulmuş kuşları görmüşsünüzdür. Yani bize demiş oluyorlar ki bu kuşun gözleri yok mu? Var. Gagası yok mu? Var. Kanatları yok mu? Var. Peki daha ne istiyorsunuz? İşte Erbakan Hoca güzel üslubuyla; biz de tek kelimeyle diyoruz ki biz içi saman dolu cansız kuşu değil, bu kuşun canlısını istiyoruz.” dedi.
“İnsanlığın kurtuluşu ancak İslam ile mümkündür. İslam ise Allah yapısıdır, dolayısıyla mükemmeldir”
Erbakan Hocanın davasının İslam olduğunu söyleyen Yapıcıoğlu, “Evet, bizde ne zaman dışı süslü ama içi boşalmış ya da boşaltılmış olmaktan çıkıp hayat fışkıran, hayat veren, bizi yok etmeye niyetlenenlerin bile bizde dirildiği hakiki Müslümanlar olursak o zaman Erbakan Hocamızı anlamış ve davasının takipçileri olmuş oluruz. Erbakan Hocamızın davasını yine onun diliyle söyleyelim; bizim davamız İslam’dır. Gayemiz Allah’ın rızasını kazanmaktır. Hedefimiz hak nizamı hâkim kılmaktır. Arzumuz tüm insanlığın saadetidir. Yolumuz cihattır, ikna metodudur. İnsanlığın kurtuluşu ancak İslam ile mümkündür. İslam ise Allah yapısıdır, dolayısıyla mükemmeldir. Eksiklik ve fazlalık kabul etmez. Bu dava için çalışmak herkese nasip olmaz. İster gecenizi gündüzünüze katıp çalışın, isterseniz de yan gelip yatın. Bu hak davanın başarısını ne bir gün öne alabilirsiniz ne de bir gün geciktirebilirsiniz. Bütün mesele bu şerefli davada nasıl bir imtihan vereceğimizdir.” ifadelerini kullandı.
“İslam ile siyaset arasına mesafe koyanlar siyaseti ahlaktan yoksun bıraktıklarını bilmelidirler”
Merhum Erbakan Hoca’nın 9-İ formülünden de söz eden Yapıcıoğlu, “Çalışma şekli ve başarı için de 9-i formülünü de buradan bir kez daha hatırlatalım. Neydi o 9-İ? Önce inanmak gerekir, inanç sahibi olmak gerekir. Sonra ihlas sahibi olmak ittika, ittifak, iyi ahlak, ihsan, istişare, itaat, istikamet bir de saadet gerekir. Muhterem Hocamız 3 tane çividen bahsederdi. Yol arkadaşları çok iyi bilirler. Neydi birinci çivi, İslamsız saadet olmaz. Yani İslam çivisi. Şuursuz Müslüman olmaz, şuur çivisi. Bir de cihadsız İslam olmaz derdi Muhterem Hocamız. Ahlaktan yoksun bir siyasetin insana ve insanlığa hizmet etmesi mümkün değildir. İslam ile siyaset arasına mesafe koyanlar siyaseti ahlaktan yoksun bıraktıklarını bilmelidirler. İslam’ı siyasi emellerine alet edenler ise hem kendilerine hem de İslam’a zarar verirler.” dedi.
Yapıcıoğlu son olarak “İdeolojiler, izmler iflas etti, dönemleri bitti. İnsanlık adalet arıyor. Ve biz Müslümanlar yüce Rabbimizin hidayetiyle yolu biliyoruz. Yolumuzu şaşırmazsak insanlığı kurtarabiliriz. İnsanlık bizi bekliyor. Ama yolumuzu kaybedersek her şeyimizi kaybederiz. Rabbim ayaklarımızı sıratı müstakim üzerinde sabit tutsun inşallah.” ifadelerini kullandı.
Türkiye 54. Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca’yı anlatan Yapıcıoğlu, “Merhum Erbakan Hoca en yalın anlatımla şu şekilde tarif edilmesi mümkündür. O, güzel bir insan samimi bir Müslümandı. İslam’ı sadece şekli ibadetlerden ibaret görmezdi. Böyle olmadığını bilir, bizlere de anlatırdı. İslam’ın; itikat, ibadet, ahlak, siyaset, iktisat, eğitim, kültür ve muamelat gibi hayatın kişisel ve toplumsal bütün yönlerini kapsayan bir hayat nizamı olduğunu anlatıyordu.” dedi.
“Erbakan Hoca, yılgınlık ve ümitsizliğe asla düşmedi, düşmezdi. Azimli bir davetçiydi. Ümmetçiydi”
Erbakan Hoca’nın Müslümanların idarede söz sahibi olmalarının yolunu açtığını vurgulayan Yapıcıoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Onun cümleleriyle ifade etmek gerekirse, ’İslam, 5 temel üzerine bina edilmiş hakikat sarayıdır ve hayat programıdır. Zira bir kısmına inanmak ve yaşamak İslam değildir. Siyasetten uzak duran Müslümanları ya da uzak tutulmak istenen İslami hassasiyet sahibi insanları hakkın hakimiyeti için çalışmamak ile batılın hakimiyeti için çalışmak arasında fark yoktur.’ diyerek siyasette aktif rol almaya teşvik etti. ‘Siyaseti önemsemeyen Müslümanları, Müslümanları önemsemeyen siyasetçiler yönetir.’ diyerek Müslümanları siyasete dahil olma hususunda ikna etti. Müslümanlara idarede söz sahibi olmalarına giden yolu açtı. O yolu adımlayanların İslami hassasiyetleri muhafaza ve iyi örneklik ortaya koyma sorumlulukları ve mecburiyetleri vardır. İyi örneklik İslami şuurun oluşmasında lokomotif rolü oynar, çarpan etkisi yapar. Aksi de çok menfi tesir eder ve vebali de çok ağır olur.”
Erbakan Hoca’nın Antiemperyalist ve Antisiyonist olduğunu hatırlatan Yapıcıoğlu, “Erbakan Hocamız, emperyalizmin her türlüsüne karşıydı. ‘Dünyayı ezen sömürü canavarının beyni siyonizm, kalbi Haçlı Avrupa, sağ kolu Amerika, sol kolu Rusya’dır.’ derdi. Erbakan Hoca her daim ümit vardı. Yılgınlık ve ümitsizliğe asla düşmedi, düşmezdi. Azimli bir davetçiydi. Ümmetçiydi. Müslümanlar arasında birlik ve beraberliği önemserdi. Kudüs Davası, Afganistan, Bosna Hersek, Keşmir ve diğer işgal altındaki toprakların hürriyetine kavuşması için sürekli bir çaba ve gayret içerisindeydi. D-8, bu gayretin sonucu ve hedefinin basamaklarından bir tanesiydi.” şeklinde konuştu.
“Merhum Erbakan Hocamız İslam’ın bir hayat nizamı olduğunu söylerdi”
Erbakan Hocanın dilinden İslam’ın bir hayat nizamı olduğunu anlatan Yapıcıoğlu, “Merhum Erbakan Hocamız İslam’ın bir hayat nizamı olduğunu herkesin anlayacağı bir dil ve kendisine has üslubuyla şöyle anlatıyordu, Milli Görüş Hareketi’ni başlattığımız ilk günlerde muarızlarımız bize şunu diyorlardı; Bu ülkede camiler açık değil mi? İsteyen namazını kılmıyor mu? Mevlit okutmuyor mu? İsteyen oruç tutup Hacca gitmiyor mu? Karışmıyoruz, herkes serbest. Peki daha ne istiyorsunuz. Bizde onlara şu cevabı veriyorduk; avcılar tüyleri güzel bir kuş avladıklarında bu kuşu toprağa gömmek istemezler. İçini boşaltırlar saman doldurup baş köşesine koyarlar. Okullarda, müzelerde içinin saman ile doldurulmuş kuşları görmüşsünüzdür. Yani bize demiş oluyorlar ki bu kuşun gözleri yok mu? Var. Gagası yok mu? Var. Kanatları yok mu? Var. Peki daha ne istiyorsunuz? İşte Erbakan Hoca güzel üslubuyla; biz de tek kelimeyle diyoruz ki biz içi saman dolu cansız kuşu değil, bu kuşun canlısını istiyoruz.” dedi.
“İnsanlığın kurtuluşu ancak İslam ile mümkündür. İslam ise Allah yapısıdır, dolayısıyla mükemmeldir”
Erbakan Hocanın davasının İslam olduğunu söyleyen Yapıcıoğlu, “Evet, bizde ne zaman dışı süslü ama içi boşalmış ya da boşaltılmış olmaktan çıkıp hayat fışkıran, hayat veren, bizi yok etmeye niyetlenenlerin bile bizde dirildiği hakiki Müslümanlar olursak o zaman Erbakan Hocamızı anlamış ve davasının takipçileri olmuş oluruz. Erbakan Hocamızın davasını yine onun diliyle söyleyelim; bizim davamız İslam’dır. Gayemiz Allah’ın rızasını kazanmaktır. Hedefimiz hak nizamı hâkim kılmaktır. Arzumuz tüm insanlığın saadetidir. Yolumuz cihattır, ikna metodudur. İnsanlığın kurtuluşu ancak İslam ile mümkündür. İslam ise Allah yapısıdır, dolayısıyla mükemmeldir. Eksiklik ve fazlalık kabul etmez. Bu dava için çalışmak herkese nasip olmaz. İster gecenizi gündüzünüze katıp çalışın, isterseniz de yan gelip yatın. Bu hak davanın başarısını ne bir gün öne alabilirsiniz ne de bir gün geciktirebilirsiniz. Bütün mesele bu şerefli davada nasıl bir imtihan vereceğimizdir.” ifadelerini kullandı.
“İslam ile siyaset arasına mesafe koyanlar siyaseti ahlaktan yoksun bıraktıklarını bilmelidirler”
Merhum Erbakan Hoca’nın 9-İ formülünden de söz eden Yapıcıoğlu, “Çalışma şekli ve başarı için de 9-i formülünü de buradan bir kez daha hatırlatalım. Neydi o 9-İ? Önce inanmak gerekir, inanç sahibi olmak gerekir. Sonra ihlas sahibi olmak ittika, ittifak, iyi ahlak, ihsan, istişare, itaat, istikamet bir de saadet gerekir. Muhterem Hocamız 3 tane çividen bahsederdi. Yol arkadaşları çok iyi bilirler. Neydi birinci çivi, İslamsız saadet olmaz. Yani İslam çivisi. Şuursuz Müslüman olmaz, şuur çivisi. Bir de cihadsız İslam olmaz derdi Muhterem Hocamız. Ahlaktan yoksun bir siyasetin insana ve insanlığa hizmet etmesi mümkün değildir. İslam ile siyaset arasına mesafe koyanlar siyaseti ahlaktan yoksun bıraktıklarını bilmelidirler. İslam’ı siyasi emellerine alet edenler ise hem kendilerine hem de İslam’a zarar verirler.” dedi.
Yapıcıoğlu son olarak “İdeolojiler, izmler iflas etti, dönemleri bitti. İnsanlık adalet arıyor. Ve biz Müslümanlar yüce Rabbimizin hidayetiyle yolu biliyoruz. Yolumuzu şaşırmazsak insanlığı kurtarabiliriz. İnsanlık bizi bekliyor. Ama yolumuzu kaybedersek her şeyimizi kaybederiz. Rabbim ayaklarımızı sıratı müstakim üzerinde sabit tutsun inşallah.” ifadelerini kullandı.