GÜNDEM - Gazze’nin kuzeyinden güneyine kadar birçok bölgesi savaş uçakları ve insansız hava araçlarıyla hedef alındı. Özellikle sivillerin yaşadığı mülteci kampları, apartmanlar ve altyapı tesisleri bombaların hedefi oldu. Enkaz altından çıkarılan çocuk cesetleri, feryat eden anneler ve yıkılmış sokaklar sabahın ilk ışıklarıyla ortaya çıktı. Filistin Kızılayı ve sivil savunma ekipleri, yetersiz imkanlarla enkaz altında kalanlara ulaşmak için insanüstü bir mücadele veriyor.
Sağlık altyapısının çökmek üzere olduğu bölgede hastaneler tamamen dolmuş durumda. Elektrik ve yakıt eksikliği nedeniyle birçok hastane jeneratörle çalışıyor. Gazze’de görev yapan doktorlar, sedyede yer kalmadığını ve birçok yaralının yerde tedavi edilmeye çalışıldığını belirtiyor. Bombardıman altında çalışan sağlık ekipleri, yardım çağrısında bulunuyor: “Artık ne ilaç kaldı, ne umut...”
Bu saldırı, Gazze’ye yönelik son dönemdeki en kanlı günlerden biri olarak kayıtlara geçti. İsrail ordusu ise saldırıların Hamas ve İslami Cihad hedeflerine yönelik olduğunu savunurken, uluslararası kamuoyunun çağrılarına rağmen sivil can kayıpları her geçen saat artıyor.
Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlardan gelen “ateşkes” çağrıları şu ana kadar yanıtsız kalırken, Gazze’de insanlar sadece bombaların değil, dünyanın sessizliğinin de yükünü taşıyor. Şu an Gazze’de yaşayan her insan, bir sonraki anın garantisi olmadan, ölümle yaşam arasında hayatta kalma savaşı veriyor.
Bu yaşananlar artık bir savaş değil; bu, açıkça bir soykırıma dönüşmüş durumda. Dünya bu vahşeti ne zaman durduracak? Daha kaç çocuk, kaç masum insan toprağa düşecek?