Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “İnsanımızı temel gıda maddelerinden mahrum bırakmayacak üretim kapasitesine sahibiz” Dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı basın açıklamasında şu sözleri kaydetti:
‘’Önce ekonomimizi çökertmek için döviz kuru ve faiz tartışmaları üzerinden başlatılan saldırıların, ardandan da salgın döneminin yol açtığı küresel krizin ülkemize etkileri hâlâ sürüyor. Enerji ve gıda fiyatları başta olmak üzere küresel ekonomik dengeleri bir kez daha kökünden sarkan Rusya-Ukrayna krizinin sonuçlarını da derinden hissediyoruz.
Tabi burada şu gerçeğin unutulmaması gerekiyor: Petrol, doğal gaz ve kimi madenler gibi ülkemizin küresel piyasalardan tedarik ettiği ürünlerin fiyatlarının döviz cinsinden katlanarak artmasını bizim tek başımıza önleyebilmemiz mümkün değildir. Aynı şekilde gıda sektörünün kullandığı ham maddelerin fiyatlarındaki artışlar da ithalatımıza da ve ihracatımıza da olan etkileri sebebiyle bizi yakından ilgilendiriyor.
Mevsim şartlarının sebze ve meyve fiyatlarının yükselmesi üzerindeki etkisini de göz ardı edemeyiz. Esasen Türkiye’nin sorunu, kendi vatandaşlarının ihtiyacı olan buğdayı, unu, yağı, eti, sütü, sebzeyi, meyveyi üretmek değildir, Allah’a şükür kendi insanımızı asla temel gıda maddelerinden mahrum bırakmayacak üretim kapasitesine ve gerçekleşmesine sahibiz. Ama küresel sisteme entegre açık bir ekonomide sadece sizin kendi kendinize yeterli olmanızla iş bitmiyor, çünkü siz elinizdeki ürünlerin bir kısmını dışarıya satarken, tüketim ve ihracat amacıyla da dışarıdan ürün alıyorsunuz.
Küresel düzeyde ürün arzındaki denge bozulduğunda fiyatlar her yerde fahiş bir yerde yükseliyor. İşte bugün Amerika’da açıklanan son 40 yılın en yüksek enflasyon rakamları sorunun ulaştığı sınır taşımaz boyutları göstermektedir. Teknolojik ürünler ve enerji yanında insanlarımızın günlük hayatını yakından ilgilendiren yağdan şeker, undan ete pek çok konuda böyle bir durum ortaya çıkmıştır.
Bizim bu süreçteki önceliğimiz, en pahalı malın olmayan mal olduğu gerçeğinden hareketle vatandaşlarımızın temel ihtiyaç maddelerine kesintisiz ve en uygun şartlarda erişimini sağlamaktır. Diğer yandan, tamahkârlık yaparak insanlarımızın temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarını yükselten açgözlü bir kesim de vardır. Kimi zaman yalan haberlerle panik oluşturarak, kimi zaman ellerindeki ürünleri piyasaya vermeyip stoklayarak ve hatta imha ederek, kimi zaman aralarında anlaşıp fiyatları artırarak haksız kazanç peşinde koşanları takibe aldık.
“FİYATLARDAKİ BALONUN SÖNECEĞİNİ ÜMİT EDİYORUZ”
Kamunun denetim ve yaptırım yetkilerini kullanarak serbest piyasa sistemi içinde bu tamahkârlarla mücadele ediyoruz. Ancak, sorun çoğu defa hukuki değil ahlaki olduğu için maalesef arzu ettiğimiz neticeleri almakta güçlük çekiyoruz.
Karşımızda zorlu bir tablo olduğu gerçeğinin farkındayız. Meseleye üreticilerden tüketicilere, çalışanlardan işverenlere, her kesimi gözeten, kazanımlarını korumaya, kayıplarını telefi etmeye yönelik bir anlayışla yaklaşıyoruz. Belirsizliğin yol açtığımı tereddütler ortadan kalktıkça, hem içeride, hem de dışarıda ürün arzının yeniden dengeye oturacağını, tedarik kanallarının işlemeye başlayacağını, fiyatlardaki balonun söneceğini ümit ediyoruz. Bu düzelme yaşanana kadar vatandaşlarımıza her türlü desteği sağlamayı sürdüreceğiz. Gelir artışına yönelik tedbirler yanında, gereksiz paniklerin önüne geçecek, piyasayı sakinleştirecek, tamahkârları dizginleyecek düzenlemelere hız vereceğiz. Sabırla, dirayetle, daha çok çalışarak, daha sıkı mücadele ederek bu dönemi de inşallah geride bırakacak, ülkemizin mutlaka 2023 hedeflerine ulaşmasını sağlayacağız.
Aziz milletim; ülkemizi 2023 hedefleri doğrultusunda özellikle 2053 ve 2071 vizyonlarını da bizden sonraki nesillere emanet edeceğimizi söylüyoruz. Artık 2023’ün eşiğindeyiz dolayısıyla, bir sonraki vizyon eşiğimiz olan 2053’e yönelik hazırlıklarımızı hızlandırıyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı basın açıklamasında şu sözleri kaydetti:
‘’Önce ekonomimizi çökertmek için döviz kuru ve faiz tartışmaları üzerinden başlatılan saldırıların, ardandan da salgın döneminin yol açtığı küresel krizin ülkemize etkileri hâlâ sürüyor. Enerji ve gıda fiyatları başta olmak üzere küresel ekonomik dengeleri bir kez daha kökünden sarkan Rusya-Ukrayna krizinin sonuçlarını da derinden hissediyoruz.
Tabi burada şu gerçeğin unutulmaması gerekiyor: Petrol, doğal gaz ve kimi madenler gibi ülkemizin küresel piyasalardan tedarik ettiği ürünlerin fiyatlarının döviz cinsinden katlanarak artmasını bizim tek başımıza önleyebilmemiz mümkün değildir. Aynı şekilde gıda sektörünün kullandığı ham maddelerin fiyatlarındaki artışlar da ithalatımıza da ve ihracatımıza da olan etkileri sebebiyle bizi yakından ilgilendiriyor.
Mevsim şartlarının sebze ve meyve fiyatlarının yükselmesi üzerindeki etkisini de göz ardı edemeyiz. Esasen Türkiye’nin sorunu, kendi vatandaşlarının ihtiyacı olan buğdayı, unu, yağı, eti, sütü, sebzeyi, meyveyi üretmek değildir, Allah’a şükür kendi insanımızı asla temel gıda maddelerinden mahrum bırakmayacak üretim kapasitesine ve gerçekleşmesine sahibiz. Ama küresel sisteme entegre açık bir ekonomide sadece sizin kendi kendinize yeterli olmanızla iş bitmiyor, çünkü siz elinizdeki ürünlerin bir kısmını dışarıya satarken, tüketim ve ihracat amacıyla da dışarıdan ürün alıyorsunuz.
Küresel düzeyde ürün arzındaki denge bozulduğunda fiyatlar her yerde fahiş bir yerde yükseliyor. İşte bugün Amerika’da açıklanan son 40 yılın en yüksek enflasyon rakamları sorunun ulaştığı sınır taşımaz boyutları göstermektedir. Teknolojik ürünler ve enerji yanında insanlarımızın günlük hayatını yakından ilgilendiren yağdan şeker, undan ete pek çok konuda böyle bir durum ortaya çıkmıştır.
Bizim bu süreçteki önceliğimiz, en pahalı malın olmayan mal olduğu gerçeğinden hareketle vatandaşlarımızın temel ihtiyaç maddelerine kesintisiz ve en uygun şartlarda erişimini sağlamaktır. Diğer yandan, tamahkârlık yaparak insanlarımızın temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarını yükselten açgözlü bir kesim de vardır. Kimi zaman yalan haberlerle panik oluşturarak, kimi zaman ellerindeki ürünleri piyasaya vermeyip stoklayarak ve hatta imha ederek, kimi zaman aralarında anlaşıp fiyatları artırarak haksız kazanç peşinde koşanları takibe aldık.
“FİYATLARDAKİ BALONUN SÖNECEĞİNİ ÜMİT EDİYORUZ”
Kamunun denetim ve yaptırım yetkilerini kullanarak serbest piyasa sistemi içinde bu tamahkârlarla mücadele ediyoruz. Ancak, sorun çoğu defa hukuki değil ahlaki olduğu için maalesef arzu ettiğimiz neticeleri almakta güçlük çekiyoruz.
Karşımızda zorlu bir tablo olduğu gerçeğinin farkındayız. Meseleye üreticilerden tüketicilere, çalışanlardan işverenlere, her kesimi gözeten, kazanımlarını korumaya, kayıplarını telefi etmeye yönelik bir anlayışla yaklaşıyoruz. Belirsizliğin yol açtığımı tereddütler ortadan kalktıkça, hem içeride, hem de dışarıda ürün arzının yeniden dengeye oturacağını, tedarik kanallarının işlemeye başlayacağını, fiyatlardaki balonun söneceğini ümit ediyoruz. Bu düzelme yaşanana kadar vatandaşlarımıza her türlü desteği sağlamayı sürdüreceğiz. Gelir artışına yönelik tedbirler yanında, gereksiz paniklerin önüne geçecek, piyasayı sakinleştirecek, tamahkârları dizginleyecek düzenlemelere hız vereceğiz. Sabırla, dirayetle, daha çok çalışarak, daha sıkı mücadele ederek bu dönemi de inşallah geride bırakacak, ülkemizin mutlaka 2023 hedeflerine ulaşmasını sağlayacağız.
Aziz milletim; ülkemizi 2023 hedefleri doğrultusunda özellikle 2053 ve 2071 vizyonlarını da bizden sonraki nesillere emanet edeceğimizi söylüyoruz. Artık 2023’ün eşiğindeyiz dolayısıyla, bir sonraki vizyon eşiğimiz olan 2053’e yönelik hazırlıklarımızı hızlandırıyoruz.