BÖLÜM-1
İnsanoğlunun toplu yaşama ve dolaysıyla devlet statüsüne kavuşması ile birlikte yerleşim alanlarındaki yeraltı ve yerüstü zenginlik kaynaklarının yek diğer ülkelerden fazla olması ve geçim standartlarının yüksek olması karşısında az olan ancak dünya yönetimini yönlendirme gayreti içerisinde olan kapitalist sistemlerin kendilerinden üstün ekonomi ve iyi bir yaşamı başkalarına reva görmedikleri için ve kutsal kitapları Tevrat ve öncesinde üstün ırk kutsal toraklar anlayışına hakim olduklarından dünyaya yön vermek ve dünya dizenini kendileri sağlamak istediklerinden meydana gelen ekonomi, sosyal, kültürel, terör, insan ticareti, pornografi ve diğer yaşam alanlarını ilgilendiren tüm konularda hep bu zihniyet karşımıza çıkmaktadır.
Milattan Önce 4000 yıllarında oluşturulan kutsal emanetler ve kutsal ırk anlayışı İsa’dan önce 2000 yıllarına kadar pazifize konumunda beklemeye alınmış, ancak İsa ile birlikte hatta İsa’dan 2000 yıl öncesine kadar bu düzen İsa ile birlikte gün yüzüne çıkmaya başlamış ve bu Siyonizm (masonluk ve kapitalizm = ) ULİMİNATU yani derin devlet yani dünyaya yön veren aile, bu aile dünyada Amerika dolarının üzerinde bulunan piramitte oluşturulan 13 kademeden oluşan ve tepesinde dünyayı izleyen göz bulunan 13 aileden ibaret dünya derin devlet yönetimi olan ve 13’ler meclisi olarak geçen ve bütün dünyada( yönetim şekilleri ne olursa olsun sosyalizm, kapitalizm, cumhuriyet, din yönetimi, başkanlık ateizm milliyetçilik vs.vs) tüm erklerden muhakkak devlet yöneticilerinin en az iktidar partisi tarafından ya da iktidarı yönlendiren güçler tarafından içinde temsilcisi bulunan bu örgüt yapısı içinde Türkiye’de dahil olmak üzere paravan şirketler aracılığı ile amaç ve gayeleri doğrultusunda –ki- bunlar Yahudilik, Hristiyanlık, İslamiyet, Budizm, Ateizm gibi din güçlerinin yardım kuruluşları ya da insan ticareti, organ ticareti, porno sanayisi, uyuşturucu ticareti, silah sanayi, gemi-liman işletmeciliği, havayolları ve hatta gıda sektöründe GDO ile oynanmış tüm gıda ürünleri ile çağımızın beslenmesi olarak adlandırılan Fost Fad sektörlerinde resmi anlamda devletlerin izinlerine tabi bazen de gayri resmi çalışma yürüten bu 13 aile sırası ile
*Astor ailesi, Bundy ailesi,
*Colind ailesi, Dupont ailesi,
*Fremen ailesi,
*Kenedy ailesi,
* Li ailesi, Onasis ailesi,
*Reynoldsailesi, Rockkefeller ailes,
*Rothschild ailesi,
*Russell ailesi,
*Mcdonald ailesi ve bunların alt başlıklarında olan özellikle de İslam coğrafyasından kendilerine bağladıkları Suudi kraliyet ailesi, Katar emirlikleri ve 1950 yıllından bu yana olan ve 2004 yılında aktif canlandırılan BOP Projesi çerçevesinde bulunan maşa devletler bulunmaktadır.
Bu aileler dünya devletlerinin ekonomilerinden tutun halkın sosyal yaşamına kadar, aile ilişkilerinden tutun eğitim düzeyine kadar, rejimlerinden tutun iktidara getirilecek olan zihniyet ve kişiye kadar, savaşa girip girmeme, barış yapma, ticaret, hukuk sistemleri aklınıza ne geliyorsa bu 13 ailenin güdümünde olduğunu bariz bir şekilde görmesek bile detaylı araştırma sonucunda muhakkak ama muhakkak ABD’ye dolaysıyla Siyonizm’e dolayısıyla masonluğa ve nihayet bu ULİMİNATU ailesine dayanır. 1946 yılından bu tarafa T.C gelmiş geçmiş tüm başkanlarının başbakanlarının seçim öncelerinde Amerika ziyaretleri buna en güzel örnektir.
Bir ülkede kendi örf ve geleneklerine göre yeraltı ve yer üstü zenginlik kaynaklarına göre kendi halkının geçim standardının ve işsizlik konusunda kimseye muhtaç olmaması kabil iken kendi KİT özelleştirmesinin perde arkasında hep dışa bağımlılık ve emir askeri yatmaktadır. Son 25 yılımızı göz önünde bulundurduğumuz da Türkiye’de özelleştirilmeye ve dolaysıyla işçileri işten atılmayan bir tane kamu kuruluşu gösterebilir misiniz? Buna örnek TPO, Türk Telekom, PETKİM, Tekel, Şeker fabrikaları, TEDAŞ vb. Bu KİT’lerin son 25 yıl içerisinde özelleştirilmesinin perde arkasında dışa bağımlılık İMF ve Dünya Bankası dolayısyla mason lobisine esir olmak yatmaktadır.
Ülkenin üniversitelerinin, bilim adamlarının, rektörlerin ve sayılı hukukçuların süreç içerisinde 180 derece dönüş yaparak kendilerinin de geçtiği yolu adeta ayaklarının altında ezerek yeni nesile verdikleri mesajlara dikkat ettiğimiz de hep manda ( kapitalist devletlerin yönetimi altında olmak) anlayışı bunun içinde eğitimsiz, uyuşturucu bağımlısı, teknoloji esiri, okumayan sorgulamayan, beyni donuk insanlar yetiştirmek ve onlara çobanlık yapmak mantığı yatmaktadır. Örnek: ‘’Bize eğitimli insan değil, cahil insan lazımdır’’ söyleminin perde arkası; ‘’beni sorgulama, beni yargılama, hak arama ve ben ne dersem sorgusuz sualsiz ona uy!!! anlamı çıkar’’. Bu zihniyetle kendi patronları olan İMF Dünya Bankası ve manda anlayışı içerisinde ki Amerika, İngiltere, Fransa, Çin, Rusya ve İsrail’in hegemonyasına girmek demektir.
İşte Yenidünya düzeni dediğimiz ve M.Ö 2000 yıllarından bu yana insanlara dayatılmaya çalışılan Kapitalist sermeyenin Siyonist anlayışı sonucun da tüm dünyayı tek merkezden yönetme anlayışı vardır.
****Aşk ile Canlar****
-DEVAMI HAFTAYA-