2 aylık bir aradan sonra siz sevgili okuyucularımızla tekrar bir aradayız. Herkese sevgiler ve aşkı muhabbetlerimi sunuyorum.
Ülkemiz de son günler de cereyan eden ve toplumumuzu rahatsız eden olaylar nedeniyle gayri ihtiyarı yaşayana biz insanlar olarak etkilenmiyor değiliz. Ülkemizin Doğusundan Batısına, Kuzeyinden Güneyine her karış toprağında yaşayan dili, dini, ırkı ne olursa olsun hepsi bizim için vatandaş hepsi bizim için insandır.
Ülkemiz de ekonomik ihtiyaçlarını karşılamak üzere mevsimsel dönemler de elma, portakal, fındık, çay ,zeytin ve benzeri ürünlerin tarımının yapıldığı bölge de Doğu ve Güneydoğu Bölgelerimiz de ki ihtiyaç sahibi insanların çalışmaktan başka aile geçimini sağlamaktan başka bir amacı olmaksızın Karadeniz’e,İç Anadolu Bölgesine ve Akdeniz Bölgesine tarım işçisi olarak aileleri ile birlikte giden ve orada ki zor şartlara rağmen ( iskan, beslenme ve hastalık) orada alın teri dökerek hasad yapıp alın terlerini kazanıp tekrar kendi yerleşim alanlarına dönmek için orada bulunan vatandaşlarımıza karşı hunharca canavar hisleriyle karşısındakiler düşmanmış gibi davranıp insanlıktan uzak, nasibini almamış mahluk denebilecek aşağılık seviyede ki kişilerin ( istisnalar hariç ) orada bulunan kadın,kız çoluk çocuk demeden dayak atmaları, katletmeleri hatta öldürmelerinin kime ne faydası var???
Bu insanlar Kürt, Arap, Zaza, Türk v.b olmak veya Hıristiyan, Yahudi, Müslüman olmak kendilerinin seçimi olmaması göz önüne alındığında bu insanlara reva görülen tavrın yaratıcının kutsal kitabında belirttiği üzere ‘’ Biz sizleri fuhut fuhut yarattık ki birbirinizle tanışıp kaynaşasınız diye yoksa Allah tek tip yaratmaktan aciz midir?’’ Ayeti kerimesini ya inanmıyorsunuz ya da inançlarınız bozulmuş. Oraya gelen insanların ve Türkiye’nin genelinde ki yerleşim alanlarımız da her ırktan her dinden insanların birlikte oldukları birlikte yaşadıkları zaman zaman Türk ve Kürt kardeşlerin beraber askerlik yaptıkları aynı iş yerinde mesai harcadıkları aynı hastane koğuşlarında yattıkları aynı okulları paylaştıkları ve hatta evlilikler sonucu akraba oldukları unutulmamalıdır.
Bu vahşetin yaşandığı Sakarya, Afyon ve ilçelerinde ayrıca Karadeniz bölgesinde yaşayan vatandaşlarımız size diyorum: Sizlerin de bir Nan’a muhtaç olduğunuz dönemler muhakkak olmuştur. Ve bu vesile ile çeşitli sektörler adı altında Doğu ve Güneydoğu illerimiz de emek ve mesai harcadınız ve alın teri döktünüz. Bu yerler de sizlere aynı tavır takınılmış olsa idi ve sizlerden birileri öldürülmüş olsa idi acaba bu duruma nasıl bir tepki verirdiniz??? Sosyal medyada görsel alanlarda kendi haddini aşan ve namus ve vakarına yakışmayacak sözlerle hareketlerle ( Orhan komutan koydu hopa, Sakarya koydu hopa, Afyon kaymakladı hoppa) ağza alınmayacak kendi haddini aşan terbiyesizce pervasızca insanları aşağılamanın insanların maneviyatıyla oynamaların hiçbir insana hiçbir topluma hiçbir devlete fayda getirmeyeceğini ve bunun sonucunu dış bağlantılar aracılığıyla ülke üzerinde tezgahlanan ve ülkenin bölünüp yok edilmesi amacını güden hareket en hafif tabirle teröristçe tavır değil de nedir.???
Türkiye Cumhuriyetinin yönetim kadrosunda bulunan insanlar bu duyarsızlığınız nereye kadar olacak, yoksa bu işlere neden çanak tutuyorsunuz.??? Amacınız ülke bütünlüğünün bölünmesi mi, Türkiye Cumhuriyetinin yıkılması mıdır???
90’lı yıllarda İran Molla rejiminin zamanın devlet yetkililerine söylediği’’ YA SİZ ÜLKENİZDE Kİ ALEVİLERİ BİZE DEVREDİN BİZ Şİİ YAPALIM YA DA SİZ ONLARI İSLAMLAŞTIRIN’’ deyimi üzerine 1993’ te yaşanan Sivas katliamı unutulmadı, Maraş Çorum katliamı unutulmadı. Peki burada karlı kim??? Türkiye Cumhuriyeti mi dış mihraklar mı???
Lütfen lütfen güzel ülkemizin ve içinde yaşayan 82 milyon vatandaşımızın onur ve şahsiyetini koruyun.!!!
Lütfen insanlarımızın namuslarına helal getirmeyin emek ve alın terini kazanmak için çeşitli bölgelere giden ayrımsız tüm insanlarımızın can güvenliğini sağlayın.!!!!
Onlara karşı yapılan sosyal, fiziksel saldırıları durdurun tedbirleri alın!!!!
Yoksa ÜLKEMİZ NEREYE GİDİYOR?? Sorusu ile karşılaşırsınız.
Tüm insanların huzur ve can güvenliği içinde yaşamaları umudu ile aşk ile…..