Sevgi genel manada içeriğine baktığımız zaman bir şeyden zevk almak bir şeyi istemek bir şeyden hoşlanmak gibi algılanabilir ve genel geçer tabirle bu doğrultuda anlam ifade ettiği kabul görmektedir.
Gerçek sevginin ya da sevginin ne olduğunun askıda kalan anlamlarını bir tarafa bırakarak muallak kelimelerle anlatmak yerine içini doldurarak yorumlamak ve sevginin kökeninden bahsetmek dolayısıyla sevgiyi özünde bulmak daha akıllıca olsa gerek.
Sevgi doğal yaşam içerisinde kişilerin birbirini sevmesi arkadaşını, eşini, doğayı, Allah'ı sevme, hayvanları sevme, yaşamı sevme gibi egoizm kökenli ben özlü sevgi dağarcığını körelten ama gerçekte varlığından bile şüphe götürebilecek kandırmaca tavır ve davranış türüdür.
Örneklemek gerekirse..;
İnsanların ve özellikle genç dimağların karşılıklı sevgi anlayışları cinsiyete dayalı olup muhteviyatı itibarı ile evlilikle sonuçlandığı anda, sevginin de yerini atalet anlayışına (alışkanlıklara) bırakacağı gayet aşikar olan bir durumdur,.
Yani buradaki sevgiden kasıt, kişilerin birbirlerine olan sadakat ve sevgilerinden kaynaklı olmayıp gerçekçi olmayan yalnızca söylemden ibaret günü kurtaran terennümlerdir.
Diğer sevgi türlerine baktığımız zaman doğa sevgisi, hayvan sevgisi ve Allah sevgisi olarak addedilen sevgileri irdelediğimizde de doğa ve hayvan sevgilerinin fenomen yaklaşımlar ile yürütüldüğü ve içinde gerçekte bir sevgi olmadan sadece belli bir ekonomik girdi çıktıların sağlanması için olagelen hissi davranışlardır.
Eğer böyle olmasaydı hayvan katlinin ve hayvanlara işkencenin olmaması gerekirdi..!
Doğa sevgisi de buna dahildir;
Doğayı sevdiğini söyleyen insanların doğada yaptıkları ağaç kıyımı, yakılması, zarar verilmesi ve çöplük olarak kullanılmasına müsamaha göstermemeleri ve toplumun tümünün de buna uyar hale getirilmesi için çaba, yasal düzenle, örfi adet, anane ve geleneklerde yer alması gerekirdi, ama bu da yalan olduğu için sadece bir görselliktir.
Gerçek sevgiyi aramak ise, yaratıcı vasfında onun hissiyatı ile hareket edip onunla bütünleşerek amasız çıkarsız bir şekilde ona adapte olmakla alakalıdır. Yoksa Allah sevgisinin de yukarıda olanlardan farkı kalmaz.
Örnek..;
Kişiye ,Allah'ı seviyor musun.? Sorusu yöneltildiğinde bittabi çok seviyorum ona canımı feda ederim gibi sözler söylemekten imtina etmez. Ancak gerçek uygulamaya baktığımız zaman bırakın Allah'a canını feda etmeyi günlük yaşamında ticaretinde işinde evinde yapacağı amiyane tabirle, sahte tavrının üstünü kapatmak için yaratıcıyı kendine şahit tutarak karşı tarafa güven aşıladığını düşünür, ama gerçekte ve bilinçaltında yaratıcıyı kullanarak karşı tarafı kandırmak yatmaktadır.
Çünkü..;
Sözünü tutmayacaktır..!
Sevgi tarihsel döngü içerisinde gerek mitolojik yaklaşımlar gerekse inançsal karineler içerisinde çok çeşitli örnekleri sabit olan hak sevgisi yani gerçek sevgi uğruna sözünü esirgemeyen bu uğurda idam sehpasına tekmeyi vuran, celladına minnet etmeyen ve hatta derisi yüzülen iç organları dökülen, vücudu parçalara ayrılarak teşhir edilen sevgi sahipleri vardır.
Bunları saygıyla anarken örneklemek gerekirse;
Hallac-ı mansur, Nesimi ,
Şeyh bedrettin,
Pir sultan ve Leyla ile Mecnun, mem-u Zin " gibi hem hak sevgisini hem gönül sevgisini dilinden düşürmeyen ve bu uğurda ömrünü feda eden hatta rivayet odur ki, sevdiği kadını kendine bahşeyleyenlere karşı ‘’ben sevgiyi evlenerek bitirmek istemiyorum’’, ‘’sevgi daim ve kadim olandır’’, ‘’bırakın sevgim benimle yaşasın’’ gibi naif sözlerle ve diğer taraftan da hak bendedir özdeyişi ile enel-hak çağrısı yapan, fakat zamanın yoz yobaz zihniyetleri tarafından yanlış değerlendirilerek bu uğurda serini verenler de bulunmaktadır.
İşte mesele sevgiyi içselleştirmektedir, sevgiyi görsel olarak yaşamak sevmek değildir sadece ben egosunu tatmin etmektir, egonun tatmini halinde sevgilerde biter.
Çünkü.;
Çıkara dayalıdır, Amasız Niçinsiz, Nedensiz çıkarsız sevgiler yani gerçek olan ve bu uğurda ser verilebilecek sevgilerdir aslolan!.
Bu itibarla sevgimizin hak sevgisi katında daim kadim olması dileğiyle aşk ile...