Tarihten bu yana ilkel toplum yaşantısından düzenli toplum yaşantısına geçmekle beraber gerek münferit olarak gerekse toplumsal ya da devletsel olarak çıkar uğruna (toprak ya da ganimet) yapılan savaşların katliamla sonuçlandığı ve bu katliama uğrayanların da hiçbir şekilde savaşa meyilli ya da taraf olmadıkları aleni olarak sabittir.
Gerek padişahlıklar döneminde gerek Klan dönemlerinde gerekse modern yaşam dönemlerinde ve hatta günümüzde olagelen savaşların ana sebebi yönetim kadrosundaki erklerin egoları yada kişisel çıkarları ön planda tutularak istenmeyen insani yollarla cana kast etmeden sonuçlanabilecek ve sonu hüsranla bitecek olan adına savaş dediğimiz Vatan Bayrak Din üçlemi ile insanların homojen duygularını kabartarak istemedikleri bir olaylar zincirinin içerisine çekmek sureti ile binlerin on binlerin hatta milyonların ölümüne sebebiyet verecek geride binlerce sönmüş ocaklar milyonlarca gözü yaşlı anne veya eş ve milyonlarca yetim çocuk bırakacak katliamlarla işi çözümsüzlüğe doğru adım adım götürerek bu katliamlara da kılıf hazırlayarak Vatan Millet Din Bayrak gibi insanların duygularına doping yapacak ve sonuçta hezeyanlar ile bitecek kahramanlıklar mitolojisi geride kalacaktır.
Padişahlık döneminden düzenli ordu dönemine oradan teknolojik ordulara gelinceye kadar yok olan hayatları irdelediğimizde; birinci-ikinci dünya savaşları, Amerika’nın Japonya’yı bombalaması, Vietnam savaşları ihtilaller Suriye savaşları İran-Irak, incelendiğinde şehirlere bombalar yağdırıldığı suçsuz sebepsiz sivil insanların(savaşa taraf olmayan) ölümü bunların servetlerinin heba olması yaşamlarının darmadağın olması göçlerin zulümlerin katliamların ardının arkasının kesilmemesi hangi
Savaşı haklı çıkarır..?
Savaşların kazananı kim olduğu sorusu cevapsız yalandır.
Çünkü..;
Kazananı yoktur.
2010 yılından bu tarafa Suriye’de sözüm ona Esad’ın yalan yanlış uygulamalarına dur demek için yapılan savaşta Suriye’de bombalanmayan şehir bombalanmayan mahalle bombalanmayan bina kalmamıştır.
Irak hakeza Şengal hakeza Azerbaycan ve Ermenistan hakeza, Cizre, Şırnak, Silopi ve buralara yapılan planlı baskınlar ve kullanılan patlayıcılar ve sonuçta ölen mazlum insanlar.
Peki..:
Savaş suçu nedir??? sorusuna verilecek cevap cephe dışında sivil halkın mazlum insanların yaşadığı veya yaşatıldığı toplu yaşam alanları gerek kırsal gerek kentsel bölgelerdeki bombalamalar savaş uçakları ve ölümlere verilecek cevap nedir..?
Savaş suçu savaşı istememek midir yada; savaş yerine, ölüm yerine barış ve huzur istemek midir.???
Savaş suçu mazlum insanları yerinden yurdundan etmek midir..? servetlerine, milli servete ve aile namuslarına helal getirmek midir..?
Sonuç..:
Geçmişten günümüze aklın yolunu kullanmak varken insanların duygularıyla oynayarak hayatları söndüren bütün eylemler savaş suçu değilimdir?
Herkes , her toplum, her ülke kendi bayrağına kendi vatanına ve insanına huzurlu mutlu ve birlikte yaşamı vurgulasa sorunların çözümünde aklı ön planda tutsa ego ile hareket etmeyip sadist ve katliamcı ruh halini ötelese bu durumlar yaşanır mı.. ?
Savaşsız bir dünya katliamsız bir ruh hali sevgi dolu ve savaş suçu sorusunun olmadığı evrensel yaşam dileklerimle, aşk ile….