Elektrikler yine kesik. Karanlıktayız. Türkiye'de enerji açığını gidermek için şirketler kesintilere gidiyor. Bu kesintilerin en çok yaşandığı İllerden biriyiz. T. E. K. özelleşti, dağıtım şirketlerine devredildi. Şirketler her yıl kazancının (yüzdelik bir dilimini) alt yapıya tesisat onarımına ve yeni deneyimli arıza ekiplerinin istihdamına ayırması gerekiyor. Şirketler bu hizmeti yapmıyor, taahhütlerini yerine getirmiyorlar. Vatandaş mağduriyetini ancak beddualarla, çiftçiler traktörlerle yolları kapatarak, esnaf sanayici ise caddelerde sokaklarda eylem yaparak dile getirmeye çalışıyor. Elektrik faturaları çok yüksek olmasına, çiftçilerden (hesaplarına bloke koyarak) tahsil edilmesine rağmen, hizmetler eksik ve yetersiz.
Sorun ;
Türkiyede enerji açığı var...
Özel Elektrik şirketleri anlaşmaya uymuyor...
Hükûmet şirketlere yaptırım uygulatamıyor...
Sözleşmeye uymayan şirketi feshedemiyor...
1980 li yıllarda hatırlarsanız Türkiyede enerji açığı varken yine sürekli kesintilere gidilmişti.
Eğitimde sanayide işkollarında üretim ve yaşam kesintilerle beraber özdeşmişti sanki...Ve bu yaz uygulanan kesintilerle, geçirdiğimiz karanlık gecelerle o günleri yeniden yaşıyoruz.
Şimdi olması gereken;
Enerji Bakanının yada Sn. Cumhurbaşkanının halkın karşısına çıkarak açık açık yaşanan enerji kesintilerinin nedenlerini açıklaması gerekir.
Muhalefet partilerinin enerji kaynakları noktasında yeni projeler önermesi, iktidarında bunları dikkate alması gerekir. Milli enerji projelerine koşulsuz destek vermesi gerekir. Nükleer enerji santrallerinin ihtiyaç olduğu bir çağda bu projeleri desteklemesi ve halķı olumlu yönde yönlendirmesi gerekir.
Türkiyenin artan nüfus ve artan enerji ihtiyacına tüketimine karşı yeni enerji kaynaklarının belirlenmesi, enerji üretim santrallerinin bir an önce bitirilmesi gerekir.
Nükleer enerji, güneş enerjisi, rüzgar ve diğer enerji üretim kaynaklarının kalkınmada öncelikli projelere dahil edilmesi gerekir.
Bu topraklar halen kurak, susuz, suyu beklerken, tarım, sanayi beldeleri enerjisiz kesintilerle boğuşurken, bölgedeki bir çiftçi olarak bir vatandaş olarak İstanbul kanalı gibi bir projeyi tasvip etmiyoruz ve destekliemiyoruz.
Türkiyede bilim insanlarıda seslerini duyurmalı, teknikte bizim alanımız olmayan enerji gibi sulama, tarım gibi konularda, asıl onlar somut projelerini, bilimsel önerilerini paylaşmalıdırlar.
Halkın öncelikli yaşam kalitesi yükseltilmeden, Türkiyenin enerji kaynakları ucuza kullanılabilir hale gelmeden, dev mega projelere öncelik verilmesi zaman içinde büyük sıkıntılara sebep olacaktır.
Halkın genel ihtiyaçları, refah düzeyi, yaşanılabilir bir hayatı, özelleştirilen bir kaç özel şirkete tercih edilmemelidir.
Bizden söylemesi.!!!
Sevgiyle hoşçakalın...