Haber: Hasan Ray / Şanlıurfa Olay
Şanlıurfa’da Kürkçü Hanında def ustaları son zamanlarını yaşıyor. Kötü koşullar altında mesleği yaşatma mücadelesi veren def ustaları mesleği yaşatmada kararlı olduklarını söyledi. Genelde zikir ve ayinlerde kullanılan def (erbane) kökü Kürt ve Fars kültürüne dayanıyor. Yüzyıllardır süregelen def kültürüne Osmanlı döneminde de önemli katkılarda bulunulmuş. Özellikle Mezopotamya halkları için önemli bir enstrümanı olan def ustaları yaşama mücadelesi veriyor.
Kuzu derisi ve ıhlamur ağacından yapılıyor
Kuzu derisi ve ıhlamur ağacından yapılan doğal defler düzgün bir ritim yakalamak isteyenlerin vazgeçilmezi olarak öne çıkıyor. Alın teri ile yapılan bu defler kendileri birer sanat eseri olarak karşımızda dururken öte yandan kullanılmalarıyla da ayrı bir sanatın oluşmasına neden oluyorlar. Bunun yanında plastikten yapılan defler de var ancak aynı ritim ve sesi tutturamadıkları için tercih edilmiyor.
İyi ustaları yetişmiyor
Eski ustaların ellerinden çıkan orijinal yani doğal defler günümüzde neredeyse bitmek üzere. Doğal defler üretilememesinin ana nedenlerinin başında yeni ustaların yetişmemesi olarak değerlendiriliyor. Yeni ustaların yetişmesi için gerekli şartların oluşmadığı ve eskisi gibi doğal deflerin de tercih edilmediği belirtilirken yapay yani fabrikasyon defler ise ritmin ve sesin kalitesizliğine rağmen tercih ediliyor.
İlahi gurupları ilgiyi arttırdı
Doğal bir şekilde yapılan def, ustasının yaklaşık üç gününü alıyor. Oldukça zahmetli bir iş olan def yapma işlemi ne yazık ki son zamanlarda verilen emeği karşılamıyor. Fabrikasyon ürünlerin arttığı bu süreçte doğal deflere ilgi azaldı. Ancak son zamanlarda Şanlıurfa’da ilahi guruplarının artması doğal ürünlerden yapılan deflere ilgiyi bir daha canlandırdı. Çünkü ilahi gurupları ritim ve ses önem verdiği için bunu tercih ediyor.
Gelecek nesillere varamayacak
Şanlıurfa’da ve Türkiye’de sayılı def ustası kaldığından dolayı bu meslek gurubu da Demircilik, keçecilik ve dericilik gibi unutulmaya mahkum oluyor. İyi ustaların yetişmemesi durumunda bu meleğin gelecek nesillere aktarılmasını imkansız kılıyor. Şanlıurfa’da kaybolan meslekler kenti ölen meslekler mezarlığına çevirmiş durumunda ve yetkililer de bu konuda düzenli ve etkili bir çalışma yapmamakta ısrarcı olduklarını gösteriyor.
Şanlıurfa’da Kürkçü Hanında def ustaları son zamanlarını yaşıyor. Kötü koşullar altında mesleği yaşatma mücadelesi veren def ustaları mesleği yaşatmada kararlı olduklarını söyledi. Genelde zikir ve ayinlerde kullanılan def (erbane) kökü Kürt ve Fars kültürüne dayanıyor. Yüzyıllardır süregelen def kültürüne Osmanlı döneminde de önemli katkılarda bulunulmuş. Özellikle Mezopotamya halkları için önemli bir enstrümanı olan def ustaları yaşama mücadelesi veriyor.
Kuzu derisi ve ıhlamur ağacından yapılıyor
Kuzu derisi ve ıhlamur ağacından yapılan doğal defler düzgün bir ritim yakalamak isteyenlerin vazgeçilmezi olarak öne çıkıyor. Alın teri ile yapılan bu defler kendileri birer sanat eseri olarak karşımızda dururken öte yandan kullanılmalarıyla da ayrı bir sanatın oluşmasına neden oluyorlar. Bunun yanında plastikten yapılan defler de var ancak aynı ritim ve sesi tutturamadıkları için tercih edilmiyor.
İyi ustaları yetişmiyor
Eski ustaların ellerinden çıkan orijinal yani doğal defler günümüzde neredeyse bitmek üzere. Doğal defler üretilememesinin ana nedenlerinin başında yeni ustaların yetişmemesi olarak değerlendiriliyor. Yeni ustaların yetişmesi için gerekli şartların oluşmadığı ve eskisi gibi doğal deflerin de tercih edilmediği belirtilirken yapay yani fabrikasyon defler ise ritmin ve sesin kalitesizliğine rağmen tercih ediliyor.
İlahi gurupları ilgiyi arttırdı
Doğal bir şekilde yapılan def, ustasının yaklaşık üç gününü alıyor. Oldukça zahmetli bir iş olan def yapma işlemi ne yazık ki son zamanlarda verilen emeği karşılamıyor. Fabrikasyon ürünlerin arttığı bu süreçte doğal deflere ilgi azaldı. Ancak son zamanlarda Şanlıurfa’da ilahi guruplarının artması doğal ürünlerden yapılan deflere ilgiyi bir daha canlandırdı. Çünkü ilahi gurupları ritim ve ses önem verdiği için bunu tercih ediyor.
Gelecek nesillere varamayacak
Şanlıurfa’da ve Türkiye’de sayılı def ustası kaldığından dolayı bu meslek gurubu da Demircilik, keçecilik ve dericilik gibi unutulmaya mahkum oluyor. İyi ustaların yetişmemesi durumunda bu meleğin gelecek nesillere aktarılmasını imkansız kılıyor. Şanlıurfa’da kaybolan meslekler kenti ölen meslekler mezarlığına çevirmiş durumunda ve yetkililer de bu konuda düzenli ve etkili bir çalışma yapmamakta ısrarcı olduklarını gösteriyor.